Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), para politikasında önemli bir değişikliğe giderek zorunlu karşılık oranlarını güncelledi. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, kur korumalı (KKM) hesaplar için zorunlu karşılık oranı 6 aya kadar olan vadelerde yüzde 30’dan yüzde 25’e indirildi. Aynı zamanda, döviz cinsinden hesaplar için zorunlu karşılık oranı yüzde 4’ten yüzde 8’e yükseltildi.
Bu karar, Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile Resmi Gazete’de duyuruldu. TCMB, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artırmayı, makro finansal istikrarı güçlendirmeyi ve parasal aktarımı desteklemeyi hedefleyen bu değişiklikleri zorunlu karşılık uygulamasında hayata geçirdi.
Kur koruması sağlanan hesaplar için yapılan değişiklikle, zorunlu karşılık oranları 6 aya kadar olan vadelerde yüzde 30’dan yüzde 25’e indirilirken, döviz cinsinden mevduat/katılım fonu için tüm vadelerde TL cinsinden tesis edilen ilave zorunlu karşılık oranı yüzde 4’ten yüzde 8’e çıkarıldı.
TCMB’nin bu düzenlemelerle TL mevduata geçişi güçlendirdiği ve miktarsal sıkılaştırma sürecine devam ettiği vurgulandı. Para Politikası Kurulu’nun 25 Ocak 2024 tarihli kararında belirtildiği gibi, sadeleşme süreci ve miktarsal sıkılaştırmaya ilişkin adımlar, kurulun ilan ettiği ilkeler doğrultusunda devam edecek.
Zorunlu karşılık oranı nedir?
Zorunlu karşılık oranı, mevduat kabul eden bankaların Merkez Bankası’nda bulundurmak zorunda oldukları mevduatların oranını ifade eder ve bu oran Merkez Bankası tarafından belirlenir. İlk olarak iflas riskine karşı koruma amacıyla uygulanan bu kural, günümüzde piyasa likiditesi kontrol aracı olarak daha fazla kullanılmaktadır. Mevduatın vadesine göre yerli ve yabancı para cinsinden ayrı oranlar dahilinde toplanır.
Zorunlu karşılıklar, para politikasını uygulama aracı olarak kullanılabilir. Bankalar atıl rezervlere sahip değilse, zorunlu karşılık oranı artırıldığında bankalar verdikleri kredileri geri çağırır ve bu durum para arzının azalmasına neden olur. Tersine, zorunlu karşılık oranı düşürüldüğünde, zorunlu karşılıklar kullanılabilir rezervlere dönüşerek bankaların kredi tabanını genişletir ve para arzını artırır.
Zorunlu karşılık oranının artırılması daralmacı para politikasına işaret ederken, oranın azaltılması genişlemeci para politikasına işaret eder. TCMB’nin aldığı bu kararlar, ekonomik istikrarın sağlanması ve finansal sistemin güçlendirilmesi yolunda atılan önemli adımlar olarak değerlendirilmektedir.
TCMB’nin zorunlu karşılık oranlarında gerçekleştirdiği değişiklikler, ekonomik aktörlerin hareketlerini etkileyebilecek ve para politikası üzerinde önemli bir etki yaratabilecek nitelikte olduğu için yakından takip edilmelidir. Bankaların likidite durumu, kredi hacmi ve ekonomik büyüme gibi faktörler, TCMB’nin aldığı bu kararların uzun vadeli etkilerini belirlemede önemli olacaktır.