Volvo, uzun yıllardır otomotiv endüstrisinde sürdürülebilirlik ve yenilikçilik adına önemli adımlar atan bir marka olarak biliniyor. Dieselgate skandalının ardından, otomobil üreticileri arasında dizel motorların aşamalı olarak terk edilmesi süreci hız kazandı. Bu süreç, son yıllarda çevresel duyarlılığın artması ve elektrifikasyonun yükselişi ile daha da ivme kazandı. Volvo, bu dönüşümün öncülerinden biri olarak, dizel motor üretimine son verdiğini duyurdu. Şirket, 2023‘ün Eylül ayında, Climate Week NYC sırasında dizel motorları aşamalı olarak kaldırma kararını açıklamıştı. Bu karar, Volvo‘nun 45 yıldır süren ve yakıt verimliliği açısından en başarılı güç üniteleri arasında gösterilen dizel motorlarıyla ilişkisine son vermesi anlamına geliyor.
Volvo‘nun Belçika‘daki Ghent fabrikasında son dizel motorlu araç, bir Volvo V60 modeli, Şubat ayının başlarında üretim bandından indirildi. Bu olaydan kısa bir süre sonra, İsveç‘teki Torslanda fabrikası da dizel motorlu son XC90 SUV‘yi üretti. Volvo bu dönüm noktasını, “Son dizel aracımızı ürettik” sözleriyle duyurdu ve bu ifade, markanın bu karara karşı bir nebze olsun hüzün duyduğunu ima ediyor. Ancak bu adım, markanın 2030 yılına kadar tamamen elektrikli bir ürün gamına sahip olma hedefine doğru önemli bir ilerleme olarak değerlendiriliyor.

Elektrifikasyonun yükselişi, Volvo‘yu 2040 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşma hedefine bir adım daha yaklaştırıyor. Dizel motorların, Volvo için yıllar boyunca ne kadar önemli olduğu düşünülürse, bu geçişin kolay olmadığı açık. Dizel motorlar, özellikle Avrupa‘da, Volvo satışlarının büyük bir kısmını oluşturuyordu. 2019 yılında, elektrikli araçlar popülerlik kazanmaya başlayana dek, dizel motorlu araçlar satışların çoğunluğunu temsil ediyordu.
Volvo, elektrikli araçlara geçiş sürecinde hibrit modelleri de sunarak bu dönüşümü desteklemeye devam ediyor. 2023 yılında, tamamen elektrikli araçlarda %70’lik bir artış ve küresel pazarda %34’lük bir pazar payı artışı kaydedildi. Bu, Volvo‘nun gelecekteki sıfır emisyon portföyüne geçişte önemli bir kilometre taşı.
Volvo‘nun dizel motor tarihine bakıldığında, ilk dizel aracını 1979 yılında 244 GL D6 modeliyle tanıttığı görülüyor. Bu model, yolcular için dünyanın ilk altı silindirli dizel motoruydu ve özellikle taksi şoförleri ve uzun yolculuk yapanlar için büyük bir avantaj sağladı. Dizel motorların verimliliği, çok yönlülüğü ve güvenilirliği, markanın bu alandaki başarısını pekiştirdi.

2012 yılında, Volvo dizel motorlu ilk plug-in hibrit modeli olan V60 D6‘yı piyasaya sürdü. Bu model, elektrik, hibrit ve muscle car özelliklerini bir arada sunarak teknolojik bir devrim yarattı. Volvo, ayrıca 2013 yılında yeni bir dizel motor ailesi olan Volvo Engine Architecture (VEA)‘yı tanıttı ve bu motor ailesi, yüksek enjeksiyon basıncı ve yenilikçi i-ART teknolojisi sayesinde daha fazla güç, daha iyi yakıt verimliliği ve daha düşük emisyon sunuyordu.
Volvo‘nun Aurobay‘deki hisselerini satmasıyla, gelecekte içten yanmalı motor (ICE) geliştirme çalışmalarının sona erdiği duyuruldu. Volvo, EX30 elektrikli crossover ve EX90 elektrikli SUV modeli ile elektrikli araç pazarındaki varlığını güçlendiriyor. Bu adımlar, Volvo‘nun sürdürülebilir bir gelecek için taahhüdünü ve dizel motorlardan elektrikli araçlara geçiş sürecindeki kararlılığını gösteriyor.