Modern psikolojinin en merak edilen konularından biri olan Bağımlı Kişilik Bozukluğu, toplumda sıkça rastlanan ve bireylerin sosyal ilişkilerini derinden etkileyen bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi, bu kompleks bozukluğun altını çiziyor ve belirtileri, nedenleri ve etkileri üzerine önemli bilgiler veriyor.
Bağımlı kişilik bozukluğu, bireylerin sürekli olarak başkalarına ihtiyaç duyması, tek başına karar alma ve sorumluluk alma konularında ciddi güçlükler çekmesiyle karakterize edilir. Müjde Yahşi‘ye göre, “Sorumluluk almaktan kaçınan, kabul görmeyeceği korkusuyla başkalarıyla ayrı görüşte olmadığını söylemekte güçlük çeken, istemediği bir şeyde hayır diyemeyen” bireyler bu bozukluğun tipik örnekleri arasında yer alır. Ayrıca, evli bireylerin bile karar alırken aile büyüklerinden onay araması, bağımlı kişilik bozukluğunun önemli bir belirtisidir.
Bu durumun kökenine inildiğinde, çoğunlukla bireyin çocukluk dönemine dayandığı görülür. Müjde Yahşi‘nin belirttiği üzere, “Nedeni çocukluğa dayanan ve toplumda yaygın görülen bir kişilik bozukluğu olan Bağımlı Kişilik Bozukluğu; özellikle 1,5-3,5 yaşları arasında ebeveynin aşırı koruyucu ve baskıcı tutumu ile oluşur ve gelişmeye devam eder.” Bu aşırı koruyucu ve baskıcı tutum, çocuğun girişimlerinin engellenmesine ve kendini yetersiz hissetmesine neden olur, ki bu da özgüven eksikliği ve ilerleyen yaşlarda kişilik bozukluğuna yol açabilir.
Bağımlı kişilik bozukluğuna sahip bireyler, genellikle “kolay kolay ‘Hayır’ diyemezler, bir haksızlık durumunda kendilerini savunmakta güçlük çekerler” şeklinde davranışlar sergiler. Bu durum, kişilerin hem profesyonel hem de kişisel yaşamlarında önemli sorunlara yol açabilir. Özellikle evli bireyler, eşlerini ikinci plana atmaları ve aşırı anne babalarına bağımlılıkları sebebiyle ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşayabilir.
Uzmanlar, bu bozukluğun üstesinden gelmenin yolları üzerinde dururken, çocukların aşırı koruyucu ve baskıcı bir tutumla büyütülmesinin önüne geçilmesi gerektiğini vurguluyor. Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi‘nin de belirttiği gibi, “Eğer ki eşin bu özelliklere sahipse artık bunun nedenini tahmin edebilirsin. O halde sen çocuğunu aşırı koruyucu ve baskıcı tutumundan koru ki; çocuğun kimseye veya herhangi bir şeye bağımlı olmasın ve kendine güvensin.” Bu tavsiye, gelecek nesillerin daha sağlıklı psikolojik yapılar geliştirmelerine yardımcı olabilir.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu, bireyin kendisi ve çevresindekiler için ciddi zorluklar yaratabilir. Ancak, bu bozukluğun belirtilerinin farkında olmak ve erken müdahale ile tedavi yollarını araştırmak, bireylerin daha bağımsız ve sağlıklı bir yaşam sürmelerine olanak tanıyabilir. Uzmanların rehberliği ve destekleyici bir çevre, bu yolda atılacak en değerli adımlardır.