Beslenme alışkanlıklarının kişisel sağlık durumu ve metabolizmaya uygun şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirten Uzman Diyetisyen Meltem Demirci, her bireyin farklı besin ihtiyaçlarına sahip olduğunu vurguladı. Tek tip diyetlerin herkes için uygun olmayacağını ifade eden Demirci, bireyselleştirilmiş beslenme planlarının sağlık açısından daha sürdürülebilir sonuçlar sunduğunu söyledi.
SANKO Üniversitesi Hastanesi Uzman Diyetisyeni Meltem Demirci, sağlıklı beslenme konusunda bireysel farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek, herkesin metabolizma yapısı ve sağlık durumuna göre bir beslenme planı oluşturması gerektiğini söyledi. Demirci, 2025 yılında beslenme alanında önemli gelişmeler yaşandığını ve beslenme biliminde bireyselleştirilmiş yaklaşımların giderek daha fazla öne çıktığını ifade etti.
Her bireyin besinleri sindirme, emilim süreci ve metabolizmasının farklı olduğunu vurgulayan Demirci, herhangi bir beslenme programına başlamadan önce mutlaka bir uzman görüşü alınması gerektiğini belirtti. Kişiye özel beslenme önerileri sunan yeni bilimsel yaklaşımların önemine değinen Demirci, genetik testler ve mikrobiyom analizlerinin, bireyin ihtiyacına uygun beslenme düzenini belirleme konusunda yol gösterici olabileceğini söyledi. Ancak, karmaşık genetik verilerin yanlış yorumlanmasının hatalı beslenme tercihlerine neden olabileceğini de ekledi.
Beslenme biçimlerine dair güncel yaklaşımlar hakkında bilgi veren Uzman Diyetisyen Meltem Demirci, bitki temelli beslenmenin sağlık üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Meyve, sebze, baklagiller ve tam tahıllar gibi işlenmemiş bitkisel gıdaları içeren bu beslenme şeklinin, kilo kontrolü, kalp hastalıklarının önlenmesi ve bazı kanser türlerinin riskini azaltma gibi faydalar sunduğunu ifade etti. Ancak, B12 vitamini, demir ve omega-3 yağ asitleri gibi besin öğelerinin yeterli düzeyde alınabilmesi için dikkatli bir planlama yapılması gerektiğini vurguladı.
Son yıllarda popülerleşen aralıklı oruç (İF) yöntemine de değinen Demirci, belirli saat aralıklarında yemek yeme ve oruç tutma dönemlerini içeren bu yöntemin, kilo kontrolü ve insülin duyarlılığında iyileşme gibi olumlu etkiler sağlayabileceğini ancak herkes için uygun olmayabileceğini belirtti. Bu nedenle, uzman rehberliğiyle uygulanmasının önemli olduğunu söyledi. Ketojenik benzeri yaklaşımlar hakkında da bilgi veren Demirci, karbonhidrat alımını orta düzeyde azaltmaya dayalı bu beslenme tarzının kilo kaybı gibi bazı faydalar sunduğunu ancak besin eksikliklerine yol açabileceğini ifade etti.
Bağırsak sağlığının genel sağlık üzerindeki etkisine de değinen Demirci, bağırsak mikrobiyomunun beslenme yaklaşımlarını giderek daha fazla şekillendirdiğini belirtti. Prebiyotik ve probiyotik içeren gıdaların tüketilmesinin sindirimi iyileştirdiğini ve bağışıklık sistemini desteklediğini aktaran Demirci, bu alandaki bilimsel araştırmaların devam ettiğini kaydetti.
Beslenme konusunda sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapan Uzman Diyetisyen Meltem Demirci, bireyler için en sağlıklı beslenme modelinin sürdürülebilir ve dengeli bir plan olduğuna dikkat çekti. Sürdürülebilir beslenmenin yalnızca tüketilen gıdalarla sınırlı olmadığını, yiyeceklerin üretiminden işlenmesine, taşınmasından tüketimine kadar birçok faktörü kapsadığını belirten Demirci, çevresel etkileri azaltan beslenme modellerinin sağlık açısından da olumlu etkileri olabileceğini söyledi. Yerel ve mevsimsel ürünlerin tercih edilmesi, bitkisel ağırlıklı beslenme düzenlerinin benimsenmesi, daha az işlenmiş gıda tüketilmesi ve gıda israfının azaltılmasının sürdürülebilir beslenme açısından önemli adımlar olduğunu vurguladı.
Popüler diyetlere yönelmek yerine, kişisel ihtiyaçlara, yaşam tarzına ve sağlık durumuna uygun bir beslenme planı oluşturmanın daha doğru bir yaklaşım olacağını belirten Uzman Diyetisyen Meltem Demirci, sağlıklı beslenmenin temel unsurlarının denge ve sürdürülebilirlik olduğunu ifade etti.