Ciltte ağrılı döküntülerle kendini gösteren ve halk arasında “gece yanığı” olarak da bilinen zona hastalığına karşı uzmanlardan uyarılar geldi.
Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Uzm. Dr. Makbule Dündar, özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde, yıllar önce geçirilen suçiçeği enfeksiyonunun ardından vücutta pasif halde kalan zona virüsünün, çeşitli tetikleyicilerle yeniden aktif hale gelebileceğini belirtti. Dr. Dündar, stres, yorgunluk ve enfeksiyon gibi faktörlerin virüsü tekrar harekete geçirebildiğini ifade etti.
Ağrı, karıncalanma ve sıvı dolu kabarcıklar ön belirtisi olabilir
Zona hastalığının genellikle vücudun tek tarafında, belirli bir sinir hattı boyunca ortaya çıktığını söyleyen Uzm. Dr. Makbule Dündar, ilk belirtiler arasında karıncalanma, uyuşma ve yanma hissi bulunduğunu, ardından şiddetli ağrı ve içi sıvı dolu kabarcıklarla seyreden döküntüler görüldüğünü aktardı. Dr. Dündar, hastalığın bu erken döneminde müdahale edilmesinin tedavi süreci açısından kritik olduğunu vurguladı ve “Döküntüler ortaya çıktıktan sonraki ilk 3 gün içinde tedaviye başlanması, tedavi başarısını artıracaktır” bilgisini paylaştı.
Göz bölgesinde görüldüğünde görme kaybına yol açabilir
Uzm. Dr. Makbule Dündar, zona hastalığının sadece ciltle sınırlı kalmadığını, özellikle göz çevresinde oluşan lezyonların ciddi sonuçlar doğurabileceğini ifade etti. “Zona, yalnızca vücuttaki ağrılı lezyonlarla sınırlı kalmaz. Yüz ve göz bölgesinde ortaya çıktığında, körlük gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle gözdeki zona lezyonları, kalıcı görme kaybına neden olabilir” açıklamasında bulunan Dr. Dündar, bu tür vakalarda vakit kaybetmeden dermatoloji uzmanına başvurulması gerektiğini belirtti.
Aşıyla koruma sağlanabiliyor
Önleyici tedbirler hakkında da bilgi veren Uzm. Dr. Makbule Dündar, son yıllarda zona virüsüne karşı geliştirilen aşıların Türkiye’de de uygulanmaya başlandığını hatırlatarak, özellikle yaşlılar, bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve daha önce ağır zona geçiren bireylerin aşılanmasının önemine değindi. “Yaşlılar, bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve daha önce ağır zona geçiren kişilerde aşılama şiddetle önerilmektedir. Zona virüsüne karşı aşı, hastalığın tekrar etme riskini azaltmada önemli bir rol oynamaktadır” sözlerine yer verdi.
Uzm. Dr. Makbule Dündar, zona belirtileri gözlemlendiğinde gecikmeden tıbbi yardım alınmasının, hem ağrı düzeyini azaltmak hem de olası kalıcı etkileri engellemek açısından hayati olduğunu belirterek, toplumun bu konuda daha bilinçli olması gerektiğini dile getirdi.