Türkiye işgücü piyasasında Ocak 2024 itibariyle yaşanan gelişmeler, istihdamda düşüş ve işsizlikte artışla dikkat çekiyor. Resmi verilere göre, istihdamda meydana gelen 236 bin kişilik azalış, işsiz sayısında ise 115 bin kişilik artışla birlikte, toplam işgücü yaklaşık 122 bin kişi azalmıştır. Ancak, genel işsizlik oranı, son 8 aydır devam eden düşüş eğilimini kaybederek Ekim’den Kasım’a 0,4 puan artarak yüzde 9 seviyesine yükselmiştir.
Özellikle kadın işsizliğinde belirgin bir artış gözlemlenmiştir. Mevsim etkilerinden arındırılmış kadın işsizlik oranı, Ekim’den Kasım’a kadarki dönemde istihdamda yaşanan 108 binlik azalış ve işsiz sayısındaki 41 bin kişilik artış sonucunda 0,4 puanlık bir artışla yüzde 11,8’e yükselmiştir. Diğer yandan, erkek işsizlik oranı, Kasım ayında istihdamda yaşanan 128 bin kişilik azalışa ve işsizlerdeki 74 bin kişilik artışa bağlı olarak yüzde 7,5’e çıkarak önemli bir artış göstermiştir.
Kasım ayında kadın işgücü seviyesi 67 bin kişi azalırken, erkek işgücü seviyesi 53 bin kişi azalmıştır. Bu gelişmeler, toplumsal cinsiyet bazında işsizlik oranları arasındaki farkın Kasım ayında 4,2 puandan 4,3 puana yükseldiğini göstermektedir.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü, istihdam ve işsizlik oranı
İşsizlik oranında artış
Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre istihdam edilenlerin sayısı Ekim’den Kasım’a 236 bin kişilik düşüşle 31 milyon 611 bine gerilemiştir. Kasım ayında işsiz sayısı ise 115 bin artarak 3 milyon 116 bine yükselmiştir. Bu gelişmenin sonucunda 122 bin azalan işgücü 34 milyon 726 bin seviyesindedir (Şekil 1, Tablo 1). İşsizlik oranı Kasım ayında 0,4 yüzde puan artarak 9 olmuştur.
Alternatif işsizlik oranlarındaki gelişmeler
TÜİK tarafından açıklanan üç alternatif işsizlik oranının nasıl hesaplandığı Kutu 1’de açıklanmaktadır. Alternatif işsizlik oranları, “zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı” “işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı” olarak adlandırılmakta ve üçüncü oran, “atıl işgücü oranı” bu iki bütünleşik oranın bileşimi olarak hesaplanmaktadır.
Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre “Genel işsizlik oranı” Kasım ayında yüzde 9 olarak gerçekleşirken potansiyel işgücünü de hesaba katan işsizlik oranı, potansiyel işgücündeki 159 binlik artış sonucu yüzde 16,6’dan yüzde 17,3’e yükselmiştir. Zamana bağlı eksik istihdamı hesaba katan işsizlik oranı ise 1,1 puanlık artış ile yüzde 14,9’a ulaşmıştır. Son iki alternatif işsizlik oranının bileşiminden oluşan işsizlik oranı ise 1,3 puan artarak yüzde 22,7 seviyesine çıkmıştır (Şekil 2, Tablo 2).
Manşet işsizlik oranı ve Alternatif İşsizlik Oranları
Kadın istihdamında sert düşüş
Şekil 3’te mevsim etkilerinden arındırılmış kadın ve erkek işsizlik oranları verilmektedir. Ekim’den Kasım’a kadın istihdamında 108 bin düşüş gerçekleşmiştir. Aylık yüzde 1 oranında azalma dikkat çekçidir. Öte yandan kadın işsiz sayısı 41 bin kişi artmış, neticede işgücü 67 bin azalmıştır. Kadın işsizlik oranı da Ekim’den Kasım’a 0,4 yüzde puanlık artışla yüzde 11,8 seviyesine çıkmıştır. Ekim’de kadın istihdamı 143 bin artmış, kadın işsizlik oranı da yüzde 12,2’den 11,4’e gerilemişti. Erkek istihdamı ise Kasım’da 128 bin azalırken (yüzde 0,6 azalma) işsiz sayısı 74 bin artmış ve erkek işsizlik oranı yüzde 7,5 olarak gerçekleşmiştir. Erkek istihdamında Ekim’de 104 binlik artış olmuş, işsizlik oranı da 0,3 yüzde puanlık azalışla yüzde 7,2 olmuştu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış kadın ve erkek işsizlik oranları
Kadın istihdam oranı, istihdamdaki 108 binlik düşüş sonucu yüzde 31,3’e düşerken, erkek istihdam oranı ise yüzde 65,4 olarak gerçekleşmiştir (Şekil 4).
Mevsim etkilerinden arındırılmış kadın ve erkek istihdam oranları
Bu veriler, Türkiye işgücü piyasasındaki dengelerdeki değişimlere işaret ediyor. İstihdamdaki azalış ve işsizlikteki artış, ekonomik dinamiklerin ve sektörel yapının bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Toplumsal cinsiyet bazında yaşanan farklılıklar ise dikkat çekici ve üzerinde durulması gereken bir konu olarak ön plana çıkmaktadır.
Uzmanlar, işsizlik oranlarındaki artışın nedenlerini değerlendirirken, ekonomik politikaların ve istihdamı destekleyici önlemlerin önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, cinsiyet bazlı eşitsizliklerin azaltılması için özel politika ve programların geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekmektedirler.
Türkiye işgücü piyasasındaki bu gelişmeler, hem ekonomistlerin hem de politika yapıcıların dikkatini çekmeye devam edecek gibi görünüyor. İlerleyen dönemde alınacak tedbirler ve ekonomik iyileşme süreçleri, işsizlik oranlarındaki seyri belirlemede kritik bir rol oynayacaktır.