Türk Lirası’nın yıllar içindeki değer kaybı, ekonomik kriz ve yüksek enflasyonla birlikte vatandaşın alım gücünü ciddi şekilde zayıflattı. 8 Mart 2025 itibarıyla 1 ABD Doları 36,45 TL seviyesinde işlem görüyor. 2002 yılında ise bu rakam yalnızca 1,50 TL seviyesindeydi (1). Bu da TL’nin son 22 yılda dolar karşısında %2.320 değer kaybettiğini gösteriyor.
2002’de 100 TL ile yapılabilen harcamalar bugün binlerce lirayı buluyor. Maaşlar artmasına rağmen alım gücü düşerken, temel gıda fiyatları, kira bedelleri ve enerji giderleri halkın omuzlarına ağır bir yük bindiriyor. Piyasada yaşanan bu dalgalanma, son dönemde yoksulluk sınırının çok üzerinde bir geçim maliyeti ortaya çıkarıyor (2).
Enflasyon ve Yüksek Fiyat Artışları: Hayat Pahalılığı Zirvede
Türkiye’de yıllık enflasyon 2025 itibarıyla hala yüksek seviyelerde seyrediyor. TÜİK’in son verilerine göre yıllık enflasyon %39,05 olarak açıklanırken, bağımsız araştırmalara göre bu oran %79,51 seviyesinde (3). Temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışları halkın bütçesini zorlamaya devam ediyor. Özellikle konut fiyatları son bir yılda %70,81 oranında artarken, gıda harcamalarındaki artış resmi verilerin çok üzerinde (4). İstanbul’da son 12 ayda gıda harcamalarının %79 daha pahalı hale geldiği belirtiliyor (5).
Kira artışları da alım gücünü ciddi şekilde etkiliyor. 2024 yılı başında büyükşehirlerde ortalama kira 15 bin TL seviyesine yükseldi. 2002 yılında asgari ücretle 3-4 kira ödenebilirken, bugün bu rakam neredeyse tek bir kiranın dahi karşılanamadığı bir seviyeye ulaştı (6).
Asgari Ücret ve Alım Gücü: Vatandaş Geçinemiyor
Türkiye’de 2025 yılı itibarıyla net asgari ücret 22.104 TL olarak belirlendi. Ancak döviz bazında bakıldığında, asgari ücret 600 dolara denk geliyor (7). Bu rakam, 2002 yılında asgari ücretin yaklaşık 122 dolar ettiği döneme kıyasla büyük bir kayıp yaşandığını gösteriyor.
2002 yılında asgari ücretle 736 adet 200 gram ekmek alınabilirken, 2025 yılında 2.210 adet ekmek alınabiliyor. Ancak, kira ve faturalar gibi temel giderler asgari ücreti hızla eritiyor (8). 2024 yılı itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 16.646 TL olarak hesaplanmıştı (9). Bu da gösteriyor ki, tek bir asgari ücret, aile geçindirmek için artık yetersiz hale geldi.
Çöpten Ekmek Toplayan İnsanlar: Yoksulluk Derinleşiyor
Son yıllarda Türkiye’de yoksulluğun geldiği nokta daha belirgin hale geldi. Artan fiyatlar karşısında dar gelirli vatandaşlar gıda harcamalarını kısarken, büyükşehirlerde çöpten ekmek ve gıda toplayan insanların sayısı arttı (10). İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde belediyelerin ucuz ekmek büfeleri önündeki kuyruklar uzarken, pazaryerlerinde akşam saatlerinde çürümeye yüz tutmuş meyve-sebzeleri toplayan vatandaşların görüntüleri sık sık haber oluyor (11).
Buca’da ücretsiz ekmek almak için vatandaşların sabah erken saatlerde kuyruğa girdiği, birçok ailenin artık temel gıdaya erişimde bile zorlandığı belirtiliyor (12). “Eskiden ekmek çöp olurdu, şimdi insanlar çöpten ekmek topluyor” diyen bir vatandaş, bu sürecin toplumsal boyutunu gözler önüne seriyor (13).
Ekonomi Yönetimi ve Merkez Bankası Politikaları
Türkiye’de 2023 yılı ortasında faiz artışlarıyla başlayan sıkı para politikası, 2025 itibarıyla yerini faiz indirimlerine bıraktı. Ocak 2025’te %47,5 olan politika faizi, Mart ayında %42,5 seviyesine çekildi (14). Merkez Bankası, faiz artışlarıyla döviz kurunu dengelemeye çalışırken, son dönemde enflasyonun yavaşlamaya başladığını belirterek faiz indirimi kararı aldı (15).
Ancak ekonomistler, bu faiz indirimlerinin enflasyonu düşürmek için yeterli olmayacağını düşünüyor. 2024 sonunda yıllık enflasyon hedefi %14 olarak revize edilmesine rağmen, gerçekçi tahminler %30-40 bandında seyrediyor (16).
TL’nin Değer Kaybı, Yüksek Fiyatlar ve Geçim Krizi
Türkiye’de son 22 yılda TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı %2.320’yi buldu. Yüksek enflasyon, artan kira ve gıda fiyatları halkın alım gücünü düşürürken, birçok vatandaş temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Asgari ücret yükselse de, barınma ve gıda gibi temel giderlerin aşırı artışı, vatandaşın cebine giren paranın hızla erimesine neden oluyor.
Halk, gün geçtikçe ekonomik krizin etkilerini daha fazla hissederken, hükümetin aldığı ekonomik önlemler konusunda belirsizlik devam ediyor. Enflasyonla mücadelede atılan adımların uzun vadede nasıl bir sonuç vereceği merakla beklenirken, vatandaşlar için her geçen gün yaşam maliyetini karşılamak daha da zor hale geliyor.
Kaynaklar: [1][2][3][4][5][6][7][8][9][10][11][12][13][14][15][16]