Avrupa Parlamentosu’nun kabul ettiği ‘Kurumsal Sürdürülebilirlik Direktifi’ ve ‘Avrupa Yapay Zeka Yasası’, Türkiye’den AB ülkelerine ihracat yapan firmaları yakından ilgilendiriyor. Yeditepe Üniversitesi Almanca Uluslararası İşletme Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. E. Şule Aydeniz’in belirttiğine göre, Türk firmaları, AB ile ticaretlerini sürdürebilmek için “Kurumsal İkiz Dönüşümü” adını verdikleri bir dizi uyum sürecinden geçmeli.
Prof. Dr. E. Şule Aydeniz, geçen yıl AB çapında kabul edilen ‘Alman Tedarik Zinciri Yasası’nın ve bu yıl yürürlüğe giren ‘Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi’nin, AB pazarlarına erişimde yeni standartlar getirdiğini vurguladı. Ayrıca, 13 Mart’ta kabul edilen ‘Avrupa Yapay Zeka Yasası’nın, yapay zeka kullanımına ilişkin dünyada ilk kez bu kadar kapsamlı düzenlemeler içerdiğini ve yüksek riskli sistemler için ciddi yükümlülükler getirdiğini söyledi. Bu yasalar, Türk firmalarının ihracat süreçlerini doğrudan etkileyecek.
“Türk firmaları AB ülkeleriyle ticaretlerini sürdürebilmek için ‘Kurumsal İkiz Dönüşümü’ gerçekleştirmeli” diyen Aydeniz, bu dönüşümün sadece teknik değil, aynı zamanda iş akışları ve görev tanımları açısından da kapsamlı bir değişiklik gerektirdiğine dikkat çekti. Türk firmaları, disiplinlerarası bir çalışma yaparak, yasal düzenlemelere uyum sağlamak zorunda kalacak.

Prof. Dr. Aydeniz, Kurumsal Sürdürülebilirlik Direktifi‘nin üç temel sütuna dayandığını belirtti: kurumsal yönetişim, çevresel duyarlılık ve çalışan hakları. Bu direktif, firmaların uzun vadeli hedeflere ulaşmasını sağlayacak yapıları teşvik etmekle kalmayıp, çevreye zarar vermemeleri ve sosyal adaleti gözetmeleri yönünde de kriterler sunuyor.
Bu süreçler, Türk firmaları için hem maliyetli olabilir hem de büyük fırsatlar sunabilir. Prof. Dr. E. Şule Aydeniz, başarılı bir dönüşüm gerçekleştiremeyen firmaların AB pazarlarına erişimini kaybedeceğini ve bu durumun ciddi gelir kayıplarına neden olabileceğini vurguladı. Öte yandan, uyum sağlayan firmaların uluslararası arenada rekabet gücü ve prestijinin artacağını da ekledi.
Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Sistemi ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı‘nın yeşil projelere destekleri gibi hükümet düzeyinde adımların atıldığını hatırlatan Aydeniz, finansal kurumların da yeşil kredi, sosyal kredi gibi sürdürülebilir finans araçları sunduğunu belirtti. Bu destekler, Türk firmalarının dönüşüm süreçlerini kolaylaştırabilir.
Prof. Dr. Aydeniz, “Her sektöre göre farklı bir çalışma yapılmalı” diyerek, sektörel farklılıklara göre uyum stratejilerinin belirlenmesi gerektiğini vurguladı. AB firmalarının, Türk firmalarının sürdürülebilirlik adımlarını görmek istediğini ve bu durumun ilk etapta ticareti sürdürmeleri için yeterli olacağını sözlerine ekledi.
Yeditepe Üniversitesi ile yapılan iş birlikleri ve meslek odalarıyla düzenlenen çalıştaylar sayesinde, bu dönüşümün firmalara maliyetlerini düşürme, karlılıklarını artırma ve nakit yapılarını güçlendirme gibi faydalar sağlayacağına işaret eden Prof. Dr. E. Şule Aydeniz, sürdürülebilirlik dönüşümünün, sadece yasal bir zorunluluk olmanın ötesinde, iş dünyasında önemli bir stratejik avantaj haline geldiğini vurguladı.