Büyük Anadolu Hastaneleri Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, çocuklarda sınav kaygısının belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında önemli uyarılarda bulundu. Sınav kaygısı yaşayan çocuklarda kalp çarpıntısı, terleme, titreme gibi fiziki belirtilerin görülebileceğine dikkat çeken Dr. Taşdemir, ebeveynlerin bu belirtilere mutlaka dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.
Aylarca süren sınav hazırlıklarının sonunda, sınav kaygısı nedeniyle öğrencilerin beklenmedik sonuçlarla karşılaşabileceğini belirten Dr. Akif Taşdemir, sınav kaygısının birçok kişinin başa çıkmakta zorlandığı bir durum olduğunu ifade etti. Dr. Taşdemir, aileleri ve öğrencileri sınav öncesi ve esnasında etkileyen bu durumun ciddiyetine dikkat çekerek, sınav kaygısının iki aşamalı olarak düşünülebileceğini belirtti.
“Sınav kaygısı kısa vadede sınav esnasında performansı istediği gibi gösterememenin kaygısı ve uzun vadede kazanamazsam hayatımda oluşturacağı sonuçların getireceği kaygılar olarak görülmektedir” diyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, sınav kaygısı yaşayan çocukların genellikle yaşantılarında da kaygılı bireyler olduğunu söyledi. Bu kaygının sınav öncesinde başlayıp sınav esnasında da devam edebileceğini ve yoğunlaştığında fiziki belirtilerle baş gösterebileceğini vurguladı.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir ayrıca, sınav kaygısına neden olan önemli sebeplerden birinin ebeveyn tutumları olduğuna dikkat çekti. “Maalesef fazla beklentisi mükemmeliyetçi olan ve bu beklentiyi çocuğa yansıtan ebeveynlerin çocuklarında bu sınav kaygısını daha yoğun olarak görüyoruz” diyerek, ebeveynlerin bu konuda daha dikkatli ve anlayışlı olmaları gerektiğini belirtti.
Sınav kaygısının tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veren Dr. Akif Taşdemir, kaygıları önceki süreçte de var olan ve hayat kalitesini düşüren bir seviyede olan çocuklar için medikal tedavinin sınavdan birkaç ay öncesinden başlanarak değerlendirilebileceğini ifade etti. Ancak sınava kısa bir süre kala medikal tedaviye başlamanın çok uygun olmadığını vurgulayan Dr. Taşdemir, bu çocuklarda kısa süreli ve iyileştirici terapi yöntemlerinin daha faydalı olacağını söyledi.
“Eğer zamanınız var ise 5-6 seanslık bir bilişsel davranışlı terapi uygulaması sınav kaygısını belirgin olarak yatıştıracaktır” şeklinde konuşan Dr. Taşdemir, sınav kaygısıyla başa çıkmada profesyonel destek almanın önemine dikkat çekti.
Kısaca sınav kaygısı hem kısa vadede hem de uzun vadede çocukların performansını olumsuz etkileyebilen bir durumdur. Bu kaygının fiziki belirtileri ebeveynler tarafından dikkatle izlenmeli ve gerektiğinde profesyonel yardım alınmalıdır. Sınav kaygısını azaltmak için ebeveynlerin beklentilerini makul seviyede tutmaları ve çocuklarına destek olmaları büyük önem taşımaktadır.