Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Şehmus Özmen, dünya genelinde ve Türkiye‘de kronik böbrek hastalıklarının artan prevalansı ve bu durumun yol açtığı sağlık sorunları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Dünya Böbrek Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, kronik böbrek hastalıklarının önlenmesi ve tedavisinde daha fazla farkındalık yaratılması gerektiğine vurgu yapıldı.
Prof. Dr. Özmen‘in verdiği bilgilere göre, Türkiye‘de her 7 erişkinden biri, dünya genelinde ise her 10 erişkinden biri kronik böbrek hastası durumunda. 2023 yılı itibarıyla Türkiye‘de 63 bin diyaliz hastası tedavi görürken, dünya genelindeki böbrek hastası sayısı yaklaşık 850 milyon kişiye ulaşmış durumda. Bu durum, kronik böbrek hastalıklarının birey ve toplum sağlığı üzerindeki yükünün logaritmik olarak arttığını gösteriyor.
Prof. Dr. Özmen‘e göre, kronik böbrek hastalıkları, dünyada en önemli ölüm nedenleri arasında yedinci sırada yer alıyor ve 20 yıl sonra beşinci sıraya yükselmesi öngörülüyor. Bu bağlamda, hipertansiyon ve diyabet hastalarının büyük bir kısmı hastalıklarının farkında olmasına rağmen yeterli tedavi almıyor. Özmen, kronik böbrek hastalığının farkında olma oranının farklı ülkelerde yüzde 7 ila 20 arasında olduğunu belirtiyor.
Dünya Böbrek Günü‘nde yapılan açıklamada, böbrek sağlığının önemi ve kronik böbrek hastalıklarının önlenmesi için gereken adımların atılmasının kritik olduğu vurgulandı. Özmen, “Böbrek hastalıkları ortaya çıkması önlenebilir, ilerlemesi ve sonuçları engellenebilir bir hastalık. Maalesef herkes için ideal böbrek bakımını sağlamanın çok uzağındayız,” dedi ve ekledi: “Dünyada bulaşıcı olmayan hastalıklar için ulusal sağlık planlarının ancak yarısında Kronik böbrek hastalığı yer almakta. Sistemsel sorunlar optimal böbrek bakımına engel oluyor.”
Kronik böbrek hastalığının risk faktörleri arasında diyabet, hipertansiyon ve obezite gibi durumlar yer alıyor. Prof. Dr. Özmen, bu risk faktörleri hakkında farkındalığın artırılması, sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirme ve sağlık okuryazarlığının arttırılmasının, böbrek hastalıklarının önlenmesi konusunda başarıya ulaşmamızı sağlayacağını ifade etti.
Son yıllarda böbrek hastalıklarının oluşumunu engelleyen, yavaşlatan ve böbreğe bağlı kardiyovasküler ve diğer komplikasyonları azaltan çok sayıda tedavi yöntemi geliştirilmiş olsa da, bu tedavilerin hastalara yeterince sağlanamadığına dikkat çekildi. Özmen, elektronik hap kutuları, sensörler, elektronik ilaç yönetim sistemleri, teletıp uygulamaları, akıllı telefon uygulamaları, elektronik sağlık kayıtları gibi dijital yöntemlerin daha fazla kullanılmasının ve sağlık hizmetine entegre edilmesinin önemine işaret etti.
Kronik böbrek hastalıklarının yükü, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından artmaya devam ederken, Prof. Dr. Şehmus Özmen‘in vurguladığı gibi, farkındalık yaratma ve erken müdahale, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisi için kritik öneme sahip.