Tüp bebek tedavisinde uygulanan yöntemler hastaların bireysel özelliklerine göre farklı sonuçlar doğurabiliyor. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nden Prof. Dr. Murat Arslan, düşük yumurta rezervine sahip kadınlarda taze embriyo transferinin, dondurulmuş embriyo transferine kıyasla daha yüksek başarı oranı sağlayabileceğini belirtti.
The BMJ dergisinde yayımlanan ve Çin’de Shandong Üniversitesi Üreme Tıbbı Merkezi tarafından gerçekleştirilen araştırmaya dikkat çeken Prof. Dr. Arslan, taze embriyo transferinin canlı doğum oranlarını artırabileceğini ifade etti. Çalışmada, düşük yumurta rezervine sahip kadınların gebelik sürecinde hangi yöntemin daha başarılı olduğu incelendi. Bu araştırmaya göre, hastaların klinik özelliklerine uygun şekilde bireyselleştirilmiş tedavi planlarının oluşturulması gerektiği vurgulandı.
Taze embriyo transferiyle başarı oranları yükseldi
Araştırmada, 30’lu yaşlarındaki ve az sayıda sağlıklı yumurtası bulunan 838 kadının verileri incelendi. Katılımcılar rastgele iki gruba ayrılarak bir kısmına taze embriyo, diğer kısmına ise dondurulmuş embriyo transferi yapıldı. Çalışma sonuçlarına göre, taze embriyo transferi yapılan kadınların %40,1’i sağlıklı bir bebek dünyaya getirirken, dondurulmuş embriyo transferi yapılan grupta bu oran %31,5 olarak kaydedildi. Ayrıca, taze embriyo transferi yapılan kadınların gebelik oranlarının daha yüksek olduğu ve düşük yapma risklerinin daha düşük seviyede kaldığı belirtildi.
Araştırmacılar, tüp bebek tedavisinde embriyo transfer stratejisinin hastaların bireysel özelliklerine göre şekillendirilmesi gerektiğini vurgularken, bu konuda daha fazla çalışma yapılmasının önemine dikkat çekti.
Prof. Dr. Murat Arslan, tüp bebek tedavisinde başarıyı artırmak için her hastaya özel değerlendirme yapılması gerektiğini belirterek, “Her hastanın klinik özellikleri farklıdır. Taze embriyo transferinin kimler için daha avantajlı olduğu konusunda hastaya özel değerlendirme yapmak en doğru yaklaşımdır” dedi.
Tüp bebek tedavisinde kullanılan yöntemlerin başarı oranlarını doğrudan etkilediği ve bireyselleştirilmiş tedavi planlarının büyük önem taşıdığı bilimsel verilerle ortaya konulurken, uzmanlar hasta özelinde en uygun yöntemin belirlenmesi gerektiğini vurgulamaya devam ediyor.