Altınbaş Üniversitesi‘nden Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından Türkiye ekonomisindeki güncel durumu değerlendirdi. Kozanoğlu, piyasaların beklenenden daha sakin bir seyir izlediğini ve döviz kurlarında korkulan büyük sıçramaların yaşanmadığını belirtti. Bu durumun, Cumhurbaşkanı‘nın Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı’na atıfta bulunarak, Mehmet Şimşek tarafından uygulanan kemer sıkma politikalarının devam edeceği sinyalini vermesinden kaynaklandığını ifade etti.
Prof. Dr. Kozanoğlu, “Seçim öncesi 100 avro, 150 dolar gibi mütevazı alımlarla döviz büfelerine koşan küçük yatırımcılar ise beklenen sıçrama gerçekleşmeyince bayram öncesi satışa dahi geçebilirler” şeklinde konuştu. Bu durum, piyasalarda bir belirsizliğin olmadığını ve yatırımcıların bekledikleri risk senaryolarının gerçekleşmediğini gösteriyor.
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ayrıca, Mart ayı enflasyonunun yüksek çıkmasının ve üç aylık enflasyon oranının %15 seviyelerine dayanmasının ekonomide zorluklara yol açtığını dile getirdi. Bu durum, ekonomi yönetiminin zorlu kararlar almasına neden oluyor. Ticari ve bireysel kredilerde aylık artış hızının %2’ye çekilmesi, zorunlu karşılıklara blokaj konulması gibi tedbirlerin alınması, ekonomiyi soğutmaya yönelik adımlar olarak öne çıkıyor.
“Yüzde 63’lük ticari kredi faizi, ani bir durgunluğun habercisi” yorumunu yapan Kozanoğlu, bu durumun işsizlik oranlarının sonbahara doğru %14-15 seviyelerine, atıl işgücü oranının ise %35’e tırmanabileceğine işaret ettiğini vurguladı. Bu, ekonomi yönetiminin karşısında iki önemli zorluk olduğunu gösteriyor: KOBİ’ler üzerindeki baskı ve geniş emekçi kesimin tepkileri.
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu son olarak, “Ekonomi yönetiminin önünde iki zorlu karar var” diyerek, sıkı para politikasının özellikle KOBİ’leri olumsuz etkileyeceğini ve piyasada ‘doğru yoldayız, tavizsiz istikrar programını uygulayalım’ söyleminin devam edeceğini belirtti. Ayrıca, Temmuz ayında yapılacak maaş ayarlamalarının ve asgari ücrete yapılacak zam oranının toplumsal tepkiler açısından kritik öneme sahip olduğunu ifade etti.
Bu değerlendirmeler, Türkiye ekonomisindeki mevcut durumun ve önümüzdeki dönemde alınacak kararların önemini gözler önüne seriyor. Ekonomi yönetiminin, mevcut zorluklar karşısında nasıl bir yol izleyeceği, piyasaların ve yatırımcıların yakın takibinde olacak.