Prof. Dr. Gökhan Cin, girişimsel tedavilerle kalp hastalıklarının cerrahi müdahale olmaksızın kontrol altına alınabildiğini belirtti.
Kalp hastalıklarının tedavisinde uzun yıllardır uygulanan cerrahi yöntemlerin yerini, giderek daha fazla girişimsel teknikler almaya başladı. Özellikle koroner damar tıkanıklığı, ritim bozuklukları ve kalp kapak hastalıkları gibi durumlarda, artık birçok hasta açık ameliyat gerekmeksizin sağlığına kavuşabiliyor. Bu değişimi değerlendiren Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Cin, 2025 yılı itibarıyla girişimsel kardiyoloji uygulamalarının ciddi bir ivme kazandığını vurguladı.
Kasıktan girilerek yapılan işlemlerle taburcu mümkün
Prof. Dr. Gökhan Cin, klasik yöntemlerle tedavisi zor olan kalp hastalıklarının, artık modern girişimsel tekniklerle başarılı şekilde yönetilebildiğini ifade etti. “Son 10-15 yılda büyük bir ivme kazanan girişimsel kardiyoloji, kalp hastalıklarının teşhis ve tedavisinde cerrahiye olan ihtiyacı büyük ölçüde ortadan kaldırdı. Eskiden kesin ameliyat adayı olarak görülen hastalar, bugün artık kasıktan girilerek yapılan işlemlerle aynı gün içinde taburcu olabiliyor” açıklamasında bulunan Cin, bu yöntemlerin hem hasta konforunu artırdığını hem de iyileşme sürecini hızlandırdığını dile getirdi.
Kalp kapaklarında cerrahi dışı yöntemler yaygınlaşıyor
Yalnızca damar açma işlemleriyle sınırlı kalmayan bu gelişmeler, yapısal kalp hastalıklarının tedavisinde de etkili oluyor. Transkateter Aort Kapak İmplantasyonu (TAVI) gibi yöntemlerle artık kalp kapakları da açık ameliyat yapılmadan değiştirilebiliyor. Prof. Dr. Cin, mitral kapak sorunlarında uygulanan özel klips ve yama sistemlerinin, hastaların şikayetlerini önemli ölçüde azalttığını kaydetti. Bu yöntemlerin, cerrahiye uygun olmayan ya da daha az invaziv müdahale isteyen hastalar için önemli bir seçenek sunduğu ifade edildi.
İlaçlı balon teknolojisi ile kalıcı yapı bırakılmıyor
2025 yılının öne çıkan gelişmeleri arasında yer alan bir diğer yenilik ise ilaçlı balon uygulamaları oldu. Uzun süredir standart olarak kullanılan ilaçlı stentlerin yerine geçmeye başlayan bu balonların, damarı açmakla kalmayıp ilaç salımı sayesinde yeniden tıkanmayı da önlediği belirtiliyor. “Bu balonlar, damarı açmakla kalmıyor, ilaç salımı sayesinde tekrar tıkanmayı da önlüyor. Üstelik geride stent gibi kalıcı bir metal yapı bırakmıyor. Böylece damar, zamanla kendini onarıp doğala en yakın yapısına dönebiliyor. Bu yenilik, hem genç hastalar hem de stent takılmasının riskli olduğu gruplar için büyük bir umut kaynağı” sözleriyle bu yöntemin avantajlarını aktaran Cin, bu teknolojinin hastaların gelecekteki tedavi planlarını da doğrudan etkilediğini belirtti.
Güncel teknolojiler Mersin’de uygulanıyor
Prof. Dr. Gökhan Cin, görev yaptığı Mersin Özel Ortadoğu Hastanesi bünyesinde, bu tür teknolojik yeniliklerin yakından takip edildiğini ve hastalara güncel tedavi seçeneklerinin sunulduğunu da sözlerine ekledi. Girişimsel kardiyolojideki gelişmelerin daha fazla hasta tarafından tercih edilir hale geldiği görülürken, klasik cerrahinin yerini bu yöntemlere bırakması, önümüzdeki yıllarda daha yaygın hale gelecek gibi görünüyor.