Güven Çayyolu Cerrahi Tıp Merkezi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Çetin Levent Peşkircioğlu, erkeklerdeki kısırlığın, çiftlerin çocuk sahibi olamamasındaki yüzde 50’lik payına dikkat çekti. Prof. Peşkircioğlu, “Erkek infertilitesi, çiftlerin yaklaşık yüzde 50’sinde erkeğe ait sebeplerden dolayı çocuk sahibi olamama durumudur. Toplumun bu konudaki tabuları yıkması gerekmektedir. Erkek kısırlığına karşı daha açık ve bilinçli bir yaklaşım sergilenmeli, göz ardı edilmemelidir.” şeklinde konuştu.
Çiftlerin haftada iki veya üç kez korunmasız cinsel ilişkiye girmelerine rağmen gebelik elde edilemediği durumlarda alanında uzman hekimlere başvurulması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Çetin Levent Peşkircioğlu, risk faktörü olan çiftlerde ve ilerleyen yaşlarda beklemenin zararlı olabileceğine dikkat çekti. Prof. Peşkircioğlu, “Üreme bozukluğu yaşayan çiftlerde erkek faktörü yüzde 50 oranında sorumludur. Erkeklerle ilgili değerlendirme ve tedaviler androloji uzmanları tarafından yürütülmelidir. Ataerkil toplum yapısı ve tüp bebek merkezlerinin genellikle kadın doğum uzmanlarının denetiminde olması, erkek faktörünün göz ardı edilmesine neden olabiliyor.” dedi.
Erkeklerde tanıya yönelik testlerin daha basit olduğunu belirten Prof. Dr. Peşkircioğlu, öykü ve yaş faktörlerinin önemine değinerek, “Bir yıllık korunmasız düzenli ilişkiyi bekliyoruz dedik ama yaşlar ileriyse bu çiftlere ‘gidin bir yıl sonra geri gelin’ deme lüksümüz yok.” dedi. Erkeklerdeki risk faktörlerine de değinen Peşkircioğlu, ameliyat geçmişi, enfeksiyon gibi risk faktörleri bulunan çiftlerin bir yıl beklemeden değerlendirmeye alınması gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Çetin Levent Peşkircioğlu, fiziki muayenenin önemini vurgulayarak, “Özellikle testislerin boyutları, kıvamı, meninin boşaldığı idrar kanalı ağzındaki anatomik yapısal bozukluklar, erkeğin genel kıllanması ve hormonal durumu bize fikir verebilir. Testlerde ise sperm analizi işin alfabesi, yani olmazsa olmazıdır. Sperm analizi, erkeklerde üreme bozukluklarını anlamada başvurulan temel testlerden biridir. Sperm sayısı, hareketliliği ve morfolojisi, sperm DNA hasar oranı gibi değerlendirmelerin yanı sıra sperm sayısı çok düşük olan hastalarda hormonal analizler ve genetik testler de gerekebilir.” şeklinde konuştu.
Tüp bebek teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte testisten alınan spermlerle tedavinin daha hızlı ve başarılı sonuçlar verdiğini ifade eden Prof. Dr. Peşkircioğlu, menisinde sperm bulunmayan erkeklerin de baba olma şansının olduğunu belirtti. Peşkircioğlu, “Menide sperm bulunmasa bile testiste sperm bulma şansımız var. Bu, spermin 75 günlük uzun seyahatine bağlı olabilir.” dedi.
Üreme sağlığı konusunda erkeklerin de değerlendirilmesinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Peşkircioğlu, “Toplumun bu konudaki tabuları yıkması ve erkek kısırlığına karşı daha açık ve bilinçli bir yaklaşım sergilemesi gerekmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde, erkek sağlığına verilen önemin artırılması, bu alanda karşılaşılan sorunların üstesinden gelinmesinde kritik bir rol oynar.” dedi. Erkek kısırlığıyla ilgili multidisipliner yaklaşımın şart olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çetin Levent Peşkircioğlu, çiftlere umutlarını kaybetmemeleri ve uzman merkezlere başvurmaları tavsiyesinde bulundu.