Uzman Diş Hekimi ve Ağız Diş Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, burundan nefes almanın en sağlıklı solunum yolu olduğunu belirterek, ağız solunumunun diş, çene ve genel sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattığını vurguladı. Üst solunum yollarındaki tıkanıklık nedeniyle ağızdan nefes almanın sadece basit bir alışkanlık olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Özkan, bu durumun birçok sağlık sorununa zemin hazırladığını ifade etti.
“Vücudumuzda zincirleme reaksiyonlara yol açıyor”
Ağız solunumunun yeterli oksijen alımını engellediğini ve bunun vücutta zincirleme reaksiyonlara neden olduğunu belirten Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, “Ağızdan nefes almak, bademcik ve geniz etinin büyümesine, dişlerde aşınma ve kırılmalara yol açan bruksizme, çene eklemlerinde Temporomandibular Eklem Bozuklukları (TME) gelişmesine neden olabilir. Bunun yanı sıra alt çenenin önde konumlanması, miyofasyal ağrı, diş kapanış bozuklukları, ağız kuruluğu, kötü ağız kokusu, diş çürüğü ve periodontal hastalık gibi birçok probleme davetiye çıkarır. Uyku sırasında meydana gelen solunum bozuklukları, obezite, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), astım, anksiyete, Alzheimer, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik rahatsızlıkların gelişiminde etkili olabilir. Ağız solunumu, yalnızca diş ve çene yapısını değil, genel sağlığı da olumsuz etkileyerek kronik inflamasyona ve stres hormonlarının artmasına neden olur” dedi.
“Çocukların yüz ve çene gelişimini doğrudan etkiliyor”
Ağız solunumunun çocuklarda çene yapısı ve yüz gelişimi üzerinde kalıcı etkiler bıraktığını ifade eden Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, “Araştırmalar, çocuklarda ağız solunumunun %10-15 oranında görüldüğünü gösteriyor. Bu durum, ‘Uzun Yüz Sendromu’ olarak bilinen yüz yapısının gelişmesine sebep olabilir. Çocuklarda uzun yüz görünümü, göz altında koyu halkalar, düşük gözler, açık dudaklar, dar burun delikleri, zayıf yanak kasları ve yüksek damak gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Ayrıca, ağız solunumu kronik sinüzit, kulak enfeksiyonları, konuşma bozuklukları ve yutma problemlerine de yol açabilir. Çocukluk döneminde erken teşhis ve müdahale ile bu sorunların önüne geçilebilir. Aksi takdirde, ilerleyen yaşlarda ortodontik ve cerrahi müdahalelerin gerekliliği artabilir” dedi.
Ağız solunumunun diş sağlığına da büyük zarar verdiğini belirten Prof. Dr. Özkan, “Ağızdan nefes almak, ağız kuruluğuna neden olur ve tükürüğün dişleri koruma görevini zayıflatır. Tükürüğün azalması, diş çürüklerine, diş eti hastalıklarına, diş yüzeylerinde aşınmaya ve diş hassasiyetine yol açar. Uzun vadede, diş minesinde erozyon ve erken diş kaybı riski artar” ifadelerini kullandı.
Ağız Solunumu ve Uyku Apnesi Arasındaki Bağlantı
Ağız solunumunun uyku apnesi ile doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, bu durumun yalnızca uyku kalitesini bozmadığını, aynı zamanda kalp hastalıkları, tip 2 diyabet, Alzheimer ve depresyon gibi ciddi sağlık sorunlarına da zemin hazırladığını söyledi.
Tedavi süreci hakkında bilgi veren Prof. Dr. Özkan, “Bademcikler ve geniz etleri, enfeksiyonlarla savaşan önemli lenf dokularıdır. Ancak, ağız solunumu bu dokularda kronik iltihaplanma ve büyümeye neden olarak hava yolunu daraltır. Bu da horlamaya ve obstrüktif uyku apnesine yol açar. Burun hava yolu bozukluklarına bağlı gelişen yapısal sorunların tedavisinde erken tanı ve multidisipliner yaklaşım kritik öneme sahiptir. Fiziksel muayene, yüz ve burun yapısının incelenmesi, uyku çalışmaları ve laboratuvar testleri ile detaylı değerlendirme yapılır. Gerekli durumlarda kulak burun boğaz, çene cerrahisi, diş eti hastalıkları uzmanı, diş hekimi, alerji ve ortodonti uzmanlarıyla ortak bir tedavi planı oluşturulur” diye konuştu.