Türk Hematoloji Derneği‘nin düzenlediği, kemik iliği nakli ve hücresel tedaviler üzerine önemli bilimsel katkılar sunan 16. Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Hücresel Tedaviler Kongresi, 7-9 Mart 2024 tarihlerinde Antalya‘da gerçekleşti. Bu önemli organizasyon, 300’ü aşkın erişkin ve pediatrik hematologun yanı sıra, hematoloji alanında çalışan bilim insanları ve araştırmacıları bir araya getirdi. Toplam 22 oturumun düzenlendiği kongrede, hematopoetik kök hücre konusundaki son gelişmeler masaya yatırıldı.
Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali İrfan Emre Tekgündüz, yaptığı açıklamalarda, kök hücre naklinin, bireyin kendisinden ya da başka bir sağlıklı vericiden gerçekleştirilen iki farklı yöntemle yapıldığını belirtti. Allojeneik (başkasından) nakil yönteminde, ideal vericinin genellikle hastanın akrabaları olduğunu ifade eden Tekgündüz, son dönemlerde transplant teknolojisinde yaşanan gelişmelerle artık kardeş, yarı uyumlu ve akraba dışı vericilerden yapılan nakillerin başarı oranlarının birbirine oldukça yaklaştığını vurguladı.
Hematopoetik kök hücrelerin, daha önce yalnızca kemik iliğinden elde edilirken, günümüzde erişkinlerde özel aşılarla kemik iliğinden kana karıştırılarak ve pediatrik hastalarda kordon kanından toplanarak elde edilebildiğini açıklayan Tekgündüz, bu yeniliklerin nakil başarı oranlarını önemli ölçüde artırdığını belirtti. “Son dönemlerde transplant teknolojisinde yaşanan gelişmelerle artık neredeyse kök hücre kaynaklarının kardeş, akraba dışı ya da yarı uyumlu nakil başarısı birbirlerine çok yaklaştı. Esas olan hastanın risk faktörleri ve hastalığının risk faktörleri olmakta. Eğer bunları eşit olarak değerlendirirsek, bu kaynaklardan yapılan nakiller birbirine benzer başarı oranlarına sahip” diyerek, hastalığın ve hastanın durumunun bu başarıda önemli bir faktör olduğunu vurguladı.
Kök hücre bağışı konusunda insanların endişe duyması gereken bir durumun olmadığını da dile getiren Prof. Dr. Tekgündüz, bağış sonrası vericilerde yaşam kalitesini veya uzun dönem sağlığını olumsuz etkileyen ciddi bir sorunun bulunmadığını ifade etti. Bağış işlemi sırasında yaşanabilecek hafif ateş ya da eklem ağrıları gibi yan etkilerin geçici olduğunu belirten Tekgündüz, kök hücre vericiliğinin, organ bağışından farklı olarak, vericinin sağlığını uzun vadede riske atmadığını ve hematopoetik kök hücrelerin hızla kendini yenileyebildiğini anlattı.
Bu gelişmeler, kök hücre naklinin geleceğine yönelik umutları artırırken, aynı zamanda daha fazla hastaya umut ışığı oluyor. Türk Hematoloji Derneği‘nin düzenlediği kongre, bu alandaki bilimsel ilerlemelerin ve tedavi yöntemlerinin paylaşılması açısından büyük önem taşıyor. Nakil teknolojisindeki bu ilerlemeler, hem vericiler hem de alıcılar için daha güvenli ve başarılı tedavi seçenekleri sunuyor.