Yapay zeka uygulamaları, dil öğrenme süreçlerinde giderek daha önemli bir rol oynasa da, Preply tarafından yapılan bir araştırma, insan etkileşiminin yerini alamayacağını ortaya koydu. OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT-4‘ün simültane çeviri ve dil yetkinlikleri, büyük yankı uyandırmış ve ABD borsasında işlem gören dil öğrenme uygulamalarının hisselerine de etki etmişti. Ancak bu yeniliklerin, dil öğrenme sürecinde öğretmen-öğrenci ilişkisini tam anlamıyla ikame edemediği tespit edildi.

Preply‘nin araştırmasına göre, öğrencilerin %70’i öğrenme sürecinde insan etkileşiminin ve rehberliğinin öneminin farkında. Bu bulgu, dil öğrenmenin yalnızca bilgi aktarımından ibaret olmadığını, insan etkileşiminin de önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Araştırmaya katılan Türk öğrencilerinin %67’si, gerçek öğretmenlerle çalışmanın dil öğreniminde önemli olduğunu belirtiyor.

Preply tarafından yapılan araştırmada, dünya genelinde 2.700’den fazla öğrenci ve 1.000’i aşkın İngilizce öğretmenine sorular yöneltildi. Sonuçlar, Türkiye’deki öğrencilerin de yapay zeka ile öğrenme konusunda çekimser olduğunu ortaya koydu. Öğrencilerin büyük bir kısmı, insan etkileşiminin öğrenme sürecine katkısını vurgularken, Z kuşağına mensup katılımcıların %31’i, yapay zeka ile kişisel bilgilerini paylaşma konusunda çekingen olduklarını belirtti.

Öğrencilerin %31’i, yapay zeka tabanlı öğrenme süreçlerine ilişkin en büyük endişelerinin, insani bağlantı ve öğretmenin sağladığı motivasyon eksikliği olduğunu ifade etti. Yapay zeka tabanlı öğrenmenin, öğretmen-öğrenci arasında kurulan organik ilişkinin yerine geçemediği vurgulandı. Öğretmen-öğrenci ilişkisinin motivasyon ve ilerleme yaklaşımını içerdiği ve öğretmenlerin öğrenciyi motive etmesinin, öğrencinin de bu motivasyonla ilerleme kaydettiği belirtildi. Yapay zeka tabanlı dil öğrenme uygulamalarının bırakılma sebepleri arasında da motivasyon kaybı öne çıktı.

Yapay zeka, öğretmenlerin yerini alamasa da, araştırmaya katılan İngilizce öğretmenlerinin yaklaşık %47’si yapay zekayı aktif olarak kullandıklarını belirtti. Öğretmenler, dil bilgisi ve kelime egzersizleri oluşturmak, dil eğitimi konusunda yardım almak, okuma ve dinleme etkinlikleri oluşturmak ve yazma egzersizleri için örnek metinler üretmek gibi amaçlarla yapay zeka ve otomasyon araçlarından yararlandıklarını dile getirdi.

Dil öğrenimini zamandan ve mekândan bağımsız hâle getiren Preply‘nin araştırması, özellikle Türkiye, İspanya, İtalya gibi ülkelerde yaşayanların %54’ünün, dil öğreniminin yapay zeka teknolojisi ile insan etkileşiminin dengeli bir karışımda bir araya geldiği bir gelecek hayal ettiğini vurguladı. Araştırma, dil öğreniminde insan öğretmenlerin yerinin hala doldurulamaz olduğunu, ancak yapay zeka teknolojilerinin de öğrenme süreçlerine katkıda bulunduğunu gösterdi.

Exit mobile version