Nvidia‘nın kurucusu ve CEO’su Jensen Huang, yaklaşık otuz yıldır zengin bir iş insanı olarak tanınıyor, ancak serveti son birkaç ayda inanılmaz boyutlara ulaştı. Şirketi, 1993 yılında Kaliforniya‘daki bir Denny’s‘de kurulan Nvidia, başlangıçta video oyun sistemleri için kullanılan ancak günümüzde yapay zeka teknolojilerinin taleplerini karşılayabilecek kadar güçlü mikroişlemciler üretiyor.
Nvidia, 2.6 trilyon dolar değerinde ve bu, iki Meta, üç Berkshire Hathaway veya beş ExxonMobil‘den daha büyük bir değeri temsil ediyor. Goldman Sachs, şirketi “dünyanın en önemli hissesi” olarak nitelendiriyor ve bu, Nvidia‘nın yapay zeka endüstrisindeki merkezi rolünü yansıtıyor. Şirketin birkaç ay içinde Apple‘dan daha değerli olabileceği öngörülüyor. Bloomberg‘e göre, Huang şu anda 91 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin 17. kişisi konumunda ve bu, Noel‘deki servetinin iki katından fazla. Bu hızla, Huang 2025 yılına kadar Elon Musk‘tan daha zengin olabilir ve şirketi dünyanın en değerli şirketi haline gelebilir. (Tabii ki, hisse senedi yükselmeyi bırakabilir, çünkü birçok kişi hissenin aşırı değerli olduğunu düşünüyor.)
Yapay zeka, bir teknoloji olarak hâlâ dengesiz bir durumda. OpenAI‘ın en gelişmiş halka açık versiyonu insanlardan daha iyi hisse senedi seçebilirken, Google‘ın yeni yapay zeka destekli sohbet robotu Gemini, taş yemeniz gerektiğini düşünüyor (taş yememelisiniz). Ancak Huang, kendi kişisel serveti söz konusu olduğunda bu durumu pek umursamıyor. Yapay zeka yazılımı, doğru ya da yanlış olmasına bakılmaksızın büyük bir işlem gücü gerektirir ve Huang‘ın şirketi, bu tür bilgisayar çiplerini üreten pazarda neredeyse tek başına. En aptal yapay zeka bile Nvidia‘nın grafik işleme ünitelerinden (GPU) büyük ölçüde faydalanacaktır.
Silicon Valley‘deki birçok kişi, yapay zekanın bir gün insanüstü zekaya ulaşacağına dair güçlü bir inanca sahip olduğundan, neredeyse her teknoloji şirketi bu teknolojiyi operasyonlarının temel bir parçası haline getirmeye teşvik ediliyor. Huang‘ın işi ise, bugün altına hücum döneminde kürek satanlara benziyor. Yapay zeka alanında büyük olma yarışındaki birçok şirket iflas edebilir, ancak Nvidia onların paralarını çoktan cebe indirmiş olacak.
Taipei doğumlu ve ABD vatandaşı olan Huang, birçok yönden diğer teknoloji CEO’larına benziyor. TED Talks ve Wall Street sunumlarında sıkça giydiği bir imza görünümü var ve Kaliforniya ve Hawaii‘deki birçok evinde vakit geçiriyor. Ayrıca, teknoloji CEO’larının zaman zaman söylediği türden rahatsız edici şeyler söylemesiyle de tanınıyor, örneğin, “Acı ve ıstırabın eğlence değeri küçümsenemez” demişti. Ancak Nvidia, gerçek anlamda bir teknoloji şirketidir; reklamcılık kılıfı altında faaliyet gösteren bir işletme değildir. Huang‘ın mühendislik uzmanlığı fiziksel donanımda yatıyor, kodda değil. Ayrıca, Kentucky‘de bir Baptist reform okulunda eğitim gördü (amcası burayı prestijli bir akademi sanarak onu buraya gönderdi; oda arkadaşı okuma yazma bilmezdi ve bıçak yaralarını gösterirdi) ve üniversite eğitimi için Oregon State University‘e gitti. (Ancak, Stanford University‘den elektrik mühendisliği alanında yüksek lisans derecesi aldığı için seçkin bir akademik geçmişe sahip olmadığını söylemek yanlış olur.)
Elbette, Huang, özellikle şimdi çok zengin olduğu ve birçok şirket çiplerine bağımlı olduğu için Silicon Valley‘de bir dışlanmış değil. Tesla‘yı otonom sürüş teknolojisiyle dönüştürme planlarını övgüyle karşıladı; bu da sonuçta bir tür yapay zeka. Ancak, bir donanım üreticisinin dünyanın en değerli şirketi olmanın eşiğinde olması, Nvidia gibi bir şirketin bilgisayar dünyasında bu kadar önemli hale gelmesi uzun zaman sonra ilk kez gerçekleşiyor. Intel‘in bilgisayarlarda baskın olduğu günler geride kaldı ve tüketici teknolojisi ürünleri üreten şirketler sahneye çıktı. Gerçek şu ki, yapay zeka endüstrisinin ihtiyaç duyacağı işlemcileri üretebilecek çok az – belki de hiç – rakip yok.
Nvidia‘nın CEO’su Jensen Huang, sahip olduğu servet ve şirketinin değeriyle yakın gelecekte dünyanın en zengin insanı olabilir. Yapay zeka teknolojilerine olan talep arttıkça, Nvidia‘nın pazardaki öncü rolü daha da pekişecek gibi görünüyor.