Elektrik tarifesi meskenlerde yüzde 25 arttı; sanayi ve tarıma da yansıdı, doğal gaz ise konutlarda değişmedi ancak üretim alanında ciddi artış yaşandı.
Nisan ayına girilmesiyle birlikte enerji fiyatlarındaki artış vatandaşın cebine doğrudan yansımaya başladı. BOTAŞ ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yapılan açıklamalar, hem doğal gaz hem de elektrik kullanıcılarını etkileyecek türden düzenlemeleri içeriyor. Konutlar için doğal gaz tarifesi sabit kalırken, sanayi ve elektrik üretimi yapan tesislerde hissedilir oranda artış görüldü. Elektrikte ise mesken kullanıcılarını da doğrudan ilgilendiren yüzde 25’lik artış açıklandı. Her iki alandaki düzenlemeler, özellikle maliyet artışı ve özelleştirme politikaları çerçevesinde yeniden tartışma konusu oldu.
Elektrik ve doğalgaz zam oranları
Enerji Türü | Kullanıcı Grubu | Zam Oranı (%) |
---|---|---|
Elektrik | Mesken (konut aboneleri) | %25 |
Kamu ve özel hizmetler sektörü | %15 | |
Sanayi aboneleri | %10 | |
Tarımsal faaliyet aboneleri | %12,4 | |
Doğal Gaz | Konutlar (1000 m³ için) | %0 (değişiklik yok) |
Sanayi aboneleri | %20 | |
Elektrik üretim santralleri | %24,2 |
Doğal gazda konut tarifesi sabit, üretimde ciddi artış var
Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), nisan ayı için doğal gazda uygulanacak yeni tarifeyi yayımladı. Kurumun resmi internet sitesinden ilan edilen güncel tarifeye göre, konut tüketicileri için dağıtım şirketlerine satış fiyatında herhangi bir değişikliğe gidilmedi. Konut aboneleri için 1000 metreküp doğal gaz fiyatı 5.631 lira olarak sabit bırakıldı.
Ancak işin yalnızca konut boyutuyla sınırlı olmadığı görülüyor. BOTAŞ, sanayi aboneleri ve elektrik üretim santralleri için geçerli olacak toptan satış fiyatlarını da güncelledi. Açıklamada, “Sanayi tüketicileri için ortalama yüzde 20, elektrik üretim santralleri için ise ortalama yüzde 24,2 artış” yapıldığı belirtildi. Bu artışın, doğrudan ürün fiyatlarına ve nihai tüketiciye yansıyacağı aşikâr. Zira Türkiye’de üretim maliyetlerinin büyük bölümü enerji girdilerine bağlı. Sanayideki bu zam, raf fiyatlarına da aynı ölçüde hatta fazlasıyla yansıyacak.
Elektrik fiyatlarına zam: Mesken kullanıcıları da etkilendi
Enerji alanındaki ikinci düzenleme ise elektrik tarifeleri üzerinden geldi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), yaptığı açıklamayla elektrik tarifelerine yönelik güncellemeleri duyurdu. 5 Nisan itibarıyla yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre, mesken abone grubu için yüzde 25 oranında artış yapıldı. Bu artış, doğrudan ev kullanıcılarını ilgilendiriyor.
Yine aynı açıklamada, kamu ve özel hizmetler sektörü abone grubu için yüzde 15, sanayi abone grubu için yüzde 10 ve tarımsal faaliyetler abone grubu için yüzde 12,4 oranında artış uygulandığı bilgisi yer aldı. Böylece hemen her sektörde ciddi bir enerji maliyeti artışı yaşanmış oldu. Artışın gerekçesi olarak “elektrik üretim ve dağıtım maliyetlerinde yaşanan artış” gösterildi.
Zam sonrası, 100 kilovatsaat elektrik tüketen bir mesken abonesi için aylık fatura 259,04 lira olarak hesaplanacak. Bu miktar, dar gelirli vatandaşlar açısından dikkat çekici bir yük anlamına geliyor. Zira bu tür zamlar yalnızca enerji faturalarında değil, temel gıda ve diğer tüketim ürünlerinde de yeni artışlara neden oluyor.
Gün öncesi piyasasında fiyat limiti de yükseldi
EPDK, enerji piyasasındaki düzenlemelere paralel olarak gün öncesi ve dengeleme güç piyasasında uygulanan megavatsaat başına azami fiyat limitlerini de güncelledi. Buna göre, “megavatsaat başına azami fiyat 3 bin 400 lira olarak uygulanacak” kararı alındı. Önceki limit 3 bin liraydı. Böylece piyasa içi fiyatlarda yukarı yönlü baskının devam ettiği bir kez daha ortaya konmuş oldu. Asgari fiyat ise yine “0” lira olarak belirlendi.
Özelleştirme ve dağıtım politikaları yeniden gündemde
Bu son enerji zamları, Türkiye’de enerji politikalarının ve özellikle özelleştirme uygulamalarının yeniden tartışılmasına neden oldu. 2000’li yılların başında kamu eliyle yürütülen elektrik ve doğal gaz dağıtımı, zamanla özel şirketlere devredildi. Ancak dağıtım süreçlerinin özel sektöre bırakılması, fiyat politikalarının kamu yararından uzaklaştığı yönündeki eleştirileri de beraberinde getirdi.
Enerji sektöründe bugün karşı karşıya kalınan tablo, kamuya ait üretim ve dağıtım sistemlerinin tasfiye edilmesinin sonuçlarını da gözler önüne seriyor. Eskiden devlet eliyle yürütülen dağıtım sayesinde fiyatlar daha kontrol edilebilir durumdayken, bugün özel sektörün kâr odaklı yaklaşımı maliyetlerin doğrudan vatandaşa yansımasına neden oluyor. Enerji fiyatlarının aylık olarak güncellenmesi ve sürekli yükseliş yönlü hareket etmesi, sabit gelirli haneler için sürdürülemez bir yük haline gelmiş durumda.
Vatandaşın tepkisi artıyor: Zamlar üretimi de tüketimi de vuruyor
Birçok sektörel birlik ve tüketici örgütü, sanayiye gelen zamların dolaylı olarak yine vatandaşı etkilediğine dikkat çekiyor. Sanayi tesisleri artan maliyetleri ürün fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyor, bu da pazar tezgâhından market rafına kadar tüm ürünlerin zamlanması anlamına geliyor. Bu nedenle, yalnızca konut tarifesinin sabit kalması, dar gelirli vatandaşlar için bir avantaj sağlamıyor. Aksine, artan üretim ve dağıtım maliyetleri dolaylı vergiler gibi tüm tüketicilere yükleniyor.
Enerji zamlarının böylesine yüksek oranlarda ve kısa aralıklarla yapılması, kamuoyunda da rahatsızlık yaratıyor. Düzenlemelerin arkasındaki asıl gerekçenin kamu yararı mı, yoksa özel dağıtım şirketlerinin gelir modeli mi olduğu sorgulanıyor.