İsviçre doğumlu Türk Mimar Mina Hasman tarafından kaleme alınan ve yapı sektöründe iklim değişikliğiyle mücadeleye odaklanan “RIBA İklim Rehberi”, YEM Yayın ve İSMD – İstanbul Serbest Mimarlar Derneği iş birliğiyle Türkçeye kazandırıldı. İngilizce aslıyla Taylor & Francis Group tarafından “RIBA Climate Guide” adıyla yayımlanan kitap, mimarlık, planlama ve yapı dünyasında sürdürülebilirlik odaklı bir çalışma modeli sunmayı amaçlıyor. Türkçeye çevirisi Neslihan Güçmen tarafından yapılan rehber, ENKA İnşaat ve Sanayi A.Ş. ile Polimeks’in katkılarıyla sektöre kazandırıldı.
Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile RIBA 2030 İklim Mücadelesi çerçevesine uyumlu yapıların nasıl geliştirilebileceğine dair kapsamlı bilgiler sunan rehber, başta mimarlar olmak üzere mühendisler, şehir plancıları ve karar vericilere yönelik hazırlanmış. Kitap, yapılı çevre alanında faaliyet gösteren profesyonellerin, iklim değişikliğine karşı daha donanımlı hale gelmesini hedefliyor.
Kitapta “İnsani Etkenler”, “Döngüsel Ekonomi”, “Enerji ve Karbon”, “Su”, “Ekoloji ve Biyoçeşitlilik” ile “Bağlantı ve Ulaşım” başlıkları altında altı ana bölüm yer alıyor. Her bölüm, grafikler, özgün illüstrasyonlar ve örnek proje analizleriyle desteklenmiş durumda. Bu yapı sayesinde kitap yalnızca teorik bilgilerle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda uygulamaya dönük önerilerle donatılmış bir rehber niteliği taşıyor.
Mina Hasman, Alem Dergisi’ne Konuştu
İklim okuryazarlığını artırmaya yönelik çalışmalarıyla bilinen Mina Hasman, Alem Dergisi‘ne verdiği röportajda, kitabın hazırlık sürecinde detaylı bir araştırma yürüttüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı: “Beni bu kitabı yazmaya motive eden en önemli şey, inşaat ve yapı sektöründe iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik hakkında herkesin ulaşabileceği ortak bir kaynak eksikliğiydi.” Hasman’a göre sektördeki birçok aktör için erişilebilir ve ortak bir dil sunan kaynak ihtiyacı bulunuyordu.
Hasman, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını yalnızca yazılı içeriklerle değil, aynı zamanda saha uygulamaları ve iş birlikleriyle de sürdürüyor. SOM bünyesinde geliştirdikleri Urban Sequoia projesi, karbon yakalama özelliğine sahip yapılar üretmeye odaklanıyor. Ayrıca, ekibiyle birlikte oluşturduğu Whole Life Carbon Accounting hizmetiyle, yapıların yaşam döngüsü boyunca oluşan karbon salımını ölçerek çevresel etkilerin daha şeffaf biçimde yönetilmesini mümkün kılıyor.
Sektörel bilinçlenmenin artırılması gerektiğini vurgulayan Hasman, sürdürülebilir mimarlığın yalnızca enerji verimliliğiyle sınırlı olmadığını ifade ediyor. Onun tanımıyla bu alan, uzun vadeli düşünmeyi, veriye dayalı karar almayı ve disiplinler arası iş birliğini gerekli kılıyor. Rehberde ele alınan pasif tasarım ilkeleri, enerji ve karbon yönetimi stratejileri gibi konular da bu bütüncül yaklaşımın birer parçası olarak öne çıkıyor.
RIBA İklim Rehberi’nin Türkiye’de yayımlanması, yapı sektöründe sürdürülebilirlik ve çevresel sorumluluk alanlarında farkındalık oluşturmayı hedefleyen yeni bir kaynak olarak önem taşıyor. Hasman, kitabın Türkçeye kazandırılmasının ardından yaptığı değerlendirmede “Kitabın Türkiye’de de geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmasını ve sürdürülebilir yapı sektöründe farkındalık yaratmasını umuyorum” ifadelerine yer verdi.
Mina Hasman, İş Dünyasında En Etkili 100 İklim Lideri Listesine Girdi
TIME dergisi tarafından yayımlanan “İş Dünyasında En Etkili 100 İklim Lideri” listesine giren isimler arasında bu yıl İsviçre doğumlu Türk mimar Mina Hasman da yer aldı. Sürdürülebilir mimarlık, iklim değişikliğiyle mücadele ve karbon yönetimi alanındaki uluslararası çalışmalarıyla tanınan Hasman, listeye dahil edilmenin ardından sosyal medya hesabından şu ifadeleri paylaştı: “@TIME’ın ‘#100MostInfluential #ClimateLeaders in Business’ listesinde yer almaktan gerçekten onur duydum. Daha iyi bir gelecek için değişimi savunan liderler arasında tanınmak büyük bir gurur. Bu tutkuyu paylaştığım daha birçok kişi var… Teşekkürler TIME!”
RIBA İklim Rehberi, iklim krizi karşısında inşa sektöründe atılması gereken somut adımlara dair önemli bir başvuru kaynağı olarak dikkat çekiyor. Kitabın Türkçeye kazandırılması ise Türkiye’deki profesyoneller için ortak bir zemin oluşturma potansiyeli taşıyor.