Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, Platin Dergisi’ne verdiği röportajda, yapay zeka ve siber güvenlik konularının önümüzdeki süreçte Türkiye’nin stratejik kalkınma programının temel unsurlarından biri haline geleceğini belirtti. Microsoft’un bu alandaki yatırımlarına hız verdiğini ifade eden Özbilgin, Copilot teknolojisinin gündelik hayatı nasıl kolaylaştırdığına dair önemli açıklamalarda bulundu.
Microsoft, 2025 yılı itibarıyla yapay zeka destekli veri merkezlerine büyük ölçekli yatırımlar yapmayı planlıyor. Şirketin, dünya genelinde 80 milyar dolarlık bütçe ayırdığı bu projeler kapsamında, Türkiye’de de yeni adımlar atılması bekleniyor. Özbilgin, Microsoft’un Türkiye’deki yatırımlarının artacağını vurgulayarak, bu süreçte kamu kurumlarının ve özel sektörün yapay zeka ve siber güvenlik alanlarına daha fazla odaklanması gerektiğini belirtti.
Özbilgin, teknolojinin bir ülkenin gelişiminde kritik bir rol oynadığını ifade ederek, “Teknoloji bir ülkenin ulusal kalkınma önceliklerinin yanında değil, tam ortasında olmalı” dedi. Türkiye’nin, yapay zeka alanında rekabet avantajı sağlamak için dil modelleri ve yerel yazılımcılarla daha fazla katma değer üretmesi gerektiğini dile getirdi.
Copilot, Yapay Zeka Destekli Kişisel Asistan Olma Yolunda
Microsoft’un Copilot teknolojisi, yapay zeka entegrasyonu ile kişisel asistan görevi üstleniyor. Windows 11, Microsoft 365, Edge ve Bing üzerinde çalışan bu sistem, iş akışlarını hızlandırarak kullanıcıların üretkenliğini artırmayı amaçlıyor. Özbilgin, Copilot’un kullanıcı odaklı bir yapay zeka modeli sunduğunu belirterek, “Burada insandan bağımsız çalışan bir yapay zeka yapısına değil, insan ile birlikte çalışan bir yapay zeka yapısına vurgu yapılıyor” ifadelerini kullandı.
Özellikle Microsoft 365 uygulamaları içinde entegre edilen Copilot, Word, PowerPoint, Outlook ve Excel gibi programlarda doküman yönetimini kolaylaştırıyor. Copilot, e-postaları analiz ederek öncelik sırasına koyuyor, uzun yazışmaları özetliyor ve yanıt taslakları oluşturuyor. Kullanıcılar, Copilot sayesinde bir dokümandan PowerPoint sunumu hazırlayabilir veya bir metni SWOT analizi formatına çevirebilir.
Yapay Zeka: Keşif mi, İcat mı?
Teknolojik gelişmelerin ekonomiye etkisine değinen Özbilgin, yapay zeka döneminin büyük bir dönüşüm sürecini beraberinde getirdiğini ifade etti. Microsoft’un yapay zeka alanındaki çalışmalarına uzun yıllardır devam ettiğini belirterek, “Microsoft yapay zeka yolculuğunu 1991 yılında Microsoft Research’ü kurarak başlattı ve bu teknoloji 35 yıl içinde bugünkü yetkinliğine ulaştı” dedi.
Özbilgin, yapay zeka konusundaki tartışmalardan birine dikkat çekerek, bunun bir icat mı yoksa keşif mi olduğu sorusunun gündemde olduğunu belirtti. Microsoft’un bu süreci bir gecede oluşturmadığını, uzun yıllara dayanan çalışmaların sonucunda bugünkü seviyeye ulaşıldığını vurguladı.
Microsoft ve OpenAI İş Birliği
Microsoft, OpenAI ile 2019 yılında başlayan iş birliği kapsamında Azure platformunu OpenAI’nin kullanımına sundu ve 1 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Bu ortaklık sayesinde ChatGPT, Azure üzerinde geliştirilerek Microsoft ekosistemiyle entegre hale getirildi.
Özbilgin, Microsoft’un OpenAI ile birlikte geliştirdiği sistemlerin temel amacının, iş süreçlerinde yapay zeka destekli verimlilik sağlamak olduğunu belirtti. “İşin yük olarak görülen kısmını otomasyon çözüyor, insan gücü ise gerçekten değer yaratan kısımda devreye giriyor” ifadelerini kullanan Özbilgin, yapay zeka teknolojilerinin tüm sektörlerde ekonomik dönüşümü hızlandıracağını söyledi.
Microsoft’un Türkiye’deki yatırımlarını artırmayı hedeflediği bu süreçte, yapay zeka ve siber güvenlik alanlarında kamu desteğinin önemine vurgu yapıldı. Türkiye gibi hızla gelişen ülkelerin, yapay zeka teknolojilerini rekabet avantajına çevirmek için stratejik hamleler yapması gerektiği belirtilerek, önümüzdeki dönemde bu alanlara yönelik yatırımların daha fazla gündeme geleceği öngörülüyor.