Metro Türkiye Ev Sahipliğinde 4. Uluslararası Coğrafi İşaretler Zirvesi Gerçekleştirildi

İstanbul, coğrafi işaretlerin zengin dünyasını keşfetmek üzere düzenlenen 4. Uluslararası Coğrafi İşaretler Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. “Yerele Değer, Dünyaya Değer” temasıyla gerçekleştirilen zirve, Türk Patent ve Marka Kurumu ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) iş birliğiyle Metro Türkiye’nin destekleriyle hayat buldu. Kamu, siyaset ve iş dünyasından önde gelen isimlerin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, coğrafi işaret tescilli ürünlerin Türk mutfağının evrimi ve tanıtımındaki rolü, gastronomi turizmine ve ekonomiye katkıları ele alındı. Ayrıca, Boğaziçi lüferi ve Safranbolu safranı gibi önemli ürünlere coğrafi işaret tescilleri verildi.

Gastronometro’da düzenlenen zirveye, Avrupa Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü Coğrafi İşaretler Birimi Direktörü Diego Canga Fano, Endonezya İstanbul Başkonsolosu Darianto Harsono, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. M. Zeki Durak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ülken ve Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng önemli konuşmalar yaptılar.

Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Diego Canga Fano, Safranbolu safranının coğrafi işaret tescilini onayladıklarını açıklarken, Türk mutfağının dünya genelindeki önemine vurgu yaptı. Fano, “Gıda konusunda dünyanın en iyisi biziz. İstanbul’un güzelliği beni büyülüyor. Diğer kıtalardaki insanlar, ürünlerimizi tüketmek istiyor. Coğrafi işaretle en üstün gıdanın en üstünü üretiyoruz. Kırsal ekonominin gelişmesi için coğrafi işaretin önemini çok büyük buluyoruz. Coğrafi işaretleme, şampiyonlar ligine girmek demektir. Bu alanda yeni bir mevzuat üzerine çalışıyoruz. Ürünlerin daha sürdürülebilir olmasına dikkat ediyoruz” şeklinde konuştu.

Fano, coğrafi işaret alan ürünlerin daha iyi bir fiyat elde etme avantajına sahip olduğunu belirterek, “Avrupa’da ihracatın yüzde 16’sı coğrafi işaret almış ürünlerden oluşuyor. Safranbolu safranına onay veriyoruz, temsilcilerini tebrik ediyorum. AB ve Türkiye arasında birkaç yıl önce coğrafi işaret alanında anlaşma yapabiliriz diye konuşmuştuk. Ancak şimdiye kadar çok iyi gitmedi. Ama bu görüşmeleri yeniden başlatabiliriz. Başvurularınızın kalitesini artırın, bazen gelen başvurular muğlak oluyor; tekrara giriyor” ifadelerini kullandı.

Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. M. Zeki Durak ise “Coğrafi İşaretler Yönetişim Modeli” üzerinde çalıştıklarını ve sektör temsilcileriyle görüşerek bu çalışmayı olgunlaştırmayı düşündüklerini belirtti. Durak, “Kaliteli ve rekabet edilebilir bir başvuru süreci geliştirmeyi ve etkin denetim sürecini önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde mevzuatla ilgili yeni düzenlemeler yapmayı ve paydaşlarımızla bu süreci daha iyi bir konuma getirmek için ciddi olarak çalışacağız” dedi.

Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, etkinliğe dördüncü kez ev sahipliği yapmaktan duydukları mutluluğu dile getirirken, Türk mutfağının değerlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma misyonlarını vurguladı. Türüng, “Metro Türkiye olarak, Türk mutfak kültürünü ve değerlerini korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacındayız. Ürünlerimize coğrafi işaret sertifikası aldırarak kimlik kazandırıyoruz. Türk mutfağı, sahip olduğu zenginlikle öne çıkıyor. Bu kültürü yaşatabilmek için öncelikle ürünlerimizi korumalıyız. Coğrafi işareti bu noktada büyük önem taşıyor. Ürünlerimize coğrafi işaret sertifikası aldırınca kimlik kazandırmış, sürdürülebilirliğini desteklemiş oluyoruz. Bugün, coğrafi işaret tescili almış ve aday 200’den fazla gıda ve gıda dışı ürünü raflarımızda tüketicilere sunuyoruz. Şefleri, coğrafi işaretli ürünlerle buluşturarak profesyonel mutfaklarda kullanımını artırmaya çalışıyoruz. Türk mutfağının geleceğini şekillendirmek adına yerel ürünleri menülerde daha çok görmeli, toplumda farkındalık yaratmalıyız” dedi.

Türüng, şeflerin önemli bir rol oynayarak coğrafi işaretli ürünleri menülerine dahil etmeleri gerektiğini vurgulayarak, “Şeflerimiz bizimle birlikte bu süreçte önemli rol oynuyor. Özellikle kamuoyunda bilinirliği artırmak için onlara rol düşüyor. Artık menülerimizde sarımsak yerine Taşköprü sarımsağı, incir yerine Bursa siyah inciri yazıyorsa bilinirlikleri ve kimlikleri pekişmiş oluyor. Önce konuklarımızda bu bilinci yaratmak, daha sonra da kamuoyuna yaymak için bugün bir aradayız” şeklinde konuştu.

Metro Türkiye Meyve Sebze Kategori Müdürü Birol Uluşan da coğrafi işaretlerin önemine dikkat çekerek, “Tüm Avrupa ülkelerinde coğrafi işaret tescilli ürün sayısı 3 bin 500 iken ülkemizde 2 bin 500 – 3 bin arası potansiyel ürün bulunuyor. Üstelik coğrafi işaret tescili almış ürünlerimizin sayısı şu anda bin 512 aday olan 648 ürünümüz var. Ürünlerimizi korumalı ve ekonomik bir değer oluşturmalıyız. Kırsal kalkınmanın temel kaldıracı coğrafi işaret almış ürünlerdir. Yörenin ruhunu yansıtan bu ürünlerin hak ettiği yere ulaşmasını sağlamak istiyoruz. Bunu da Türk mutfağı ve şeflerle ilişkilendirmeyi amaçlıyoruz” dedi.

Zirvede, coğrafi işaret tescili almaya hak kazanan Boğaziçi lüferinin belgesi de takdim edildi. Sinem Türüng, bu bağlamda sürdürülebilir balıkçılığın önemine vurgu yaparak, “Boğaziçi lüferinin tescil almasını uzun süredir takip ediyorduk. İstanbul’un simgesi haline gelen lüferi gelecek nesillerin de tadabilmesi için sorumlu avcılık yöntemleri uygulanmalı. Metro Türkiye olarak 10 yılı aşkın süredir raflarımızda çinekop ve sarı kanata yer vermiyor, 24 santimin altında lüferi raflarımızda bulundurmuyoruz” dedi.

Metro Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen zirve, coğrafi işaretlerin Türk mutfağı ve ekonomisi üzerindeki etkilerine dair önemli bir platform sunarak, sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Türk mutfağının zenginliğini ve coğrafi işaretlerin koruyucu rolünü vurgulayan etkinlik, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini daha da güçlendirmeye yönelik atılan adımlara ışık tuttu.