Brooklyn’in Greenpoint semtinde 2021 yılında kapılarını açan Big Night, evde geçirilen akşamları en az dışarıdaki büyük geceler kadar özel hissettirmek amacıyla yola çıktı. Katherine Lewin, moda ve medya sektöründeki kariyerini geride bırakıp tüm birikimini sadece 240 metrekarelik bir alana yatırarak bu maceraya atıldı. Bu küçük alanın bile büyük hayaller için yeterli olduğuna inanan Lewin’in kararlılığı, emlak komisyoncusunun bile şüpheyle baktığı bir projeyi, iki mağazası ve bir yemek kitabı olan bir markaya dönüştürdü.
Big Night, evde yapılan davetleri ve sıradan akşam yemeklerini daha şık ve özel kılmak için tasarlanmış bir mağaza. Cam eşyalar, teneke kutularda gurme balık konserveleri, özenle seçilmiş yemek kitapları, rahat ve şık bornozlar ile terlikler, sofra düzenlemesi için özel parçalar ve mutfak aksesuarları gibi geniş bir ürün yelpazesine sahip. Lewin, kendini “mükemmel bir ev sahibi ya da aşçı değilim” şeklinde tanımlasa da, sunduğu ürünlerle her ev sahibinin unutulmaz bir akşam yaratmasına yardımcı olmayı hedefliyor.
Günün ilk iki saatini tamamen kendine ayıran Lewin, bu süre zarfında hiçbir iletişime geçmeden iş gününe hazırlanıyor. Bu zaman diliminde zihnini toparlayarak yoğun tempoya hazırlanan girişimci, günün ilerleyen saatlerinde ekip toplantıları, tedarikçiler ve iş ortaklarıyla görüşmeler yapıyor. Ardından mağazalarından birine giderek raflardaki her ürünü tek tek kontrol ediyor ve her şeyin kusursuz göründüğünden emin oluyor. Akşam yemeği içinse genellikle eşi Alex ile bir araya geliyor.
“İşletme yönetmek hızlı kararlar almayı gerektiriyor” diyen Lewin, bu kararların getirdiği baskıyı şu sözlerle dile getiriyor: “İşimi kurduğumda, kaygım gerçekten tavan yaptı. Masamda oturup bir e-posta yazmaya çalışırken sürekli durup yanlış bir şey söyleyeceğimden endişeleniyordum.” Bu durumun üstesinden gelmek için başvurduğu ilaç tedavisini, “Bir yazıyı okurken ağlamaya başladım ve tek pişmanlığım bunu daha önce denememiş olmak” diyerek anlatıyor.
Big Night’ın iki mağazası, haftanın altı günü hizmet veriyor. Bu da Lewin’in sürekli mağazada neler olup bittiğini, müşterilerin hangi ürünleri aldığını, personelin işini nasıl yaptığını ve herkesin ihtiyacı olan molayı alıp almadığını düşünmesine neden oluyor. Hem çalışanlarının hem de müşterilerinin memnuniyetini ön planda tutan girişimci, iş arkadaşları tarafından “Dünyayı sırtında taşıyan Atlas gibi ama onun da bir mola vermeye hakkı var” sözleriyle tanımlanıyor.
İkinci mağazasını West Village’da açmayı, “İlk mağazayı ailem ve arkadaşlarımla açtıktan sonra gerçekten ‘başardım’ dediğim an” olarak nitelendiren Lewin, iş dünyasında kadın girişimcilerin karşılaştığı önyargıları da deneyimlediğini belirtiyor. Mağazasına gelen ve genellikle erkek olan kişilerin, “Burada işler nasıl gidiyor?”, “Buradan nasıl para kazanıyorsun?” gibi sorularını eleştiriyor ve bu durumu, “Bir mağazayız, insanların almak isteyeceği ürünleri alırız ve onlara satarız, sonra tekrar gelirler” sözleriyle özetliyor.
Son olarak, yoğun iş temposunun arasında bir fincan yarı Americano, yarı latte olan “Cathy Cono”sunun kendisi için vazgeçilmez olduğunu belirten Lewin, yeni ürünler keşfetmekten, mağazalarında mükemmel bir atmosfer yaratmaya kadar her detayla ilgileniyor. Kısa süre önce yayımladığı “Dinners, Parties & Dinner Parties” adlı yemek kitabıyla da evde yapılan davetleri bir üst seviyeye taşımak isteyenler için ilham kaynağı olmaya devam ediyor.