Karsan, elektrikli ve yenilikçi geleceğin taşımacılığına liderlik ediyor. Karsan’ın Otonom e-ATAK modeli Alman Tasarım Konseyi’nden ödül aldı.
Karsan, Türkiye’nin otomotiv sanayisindeki 57 yıllık deneyimiyle, yüksek teknolojiyle geliştirdiği ürünleriyle uluslararası alanda büyük bir beğeni topluyor. Şirket, son olarak, toplu taşıma sektöründe devrim yaratan yüzde 100 elektrikli Karsan Otonom e-ATAK modeliyle Alman Tasarım Konseyi’nden “Mükemmel Ürün Tasarımı Ödülü” almaya hak kazandı.
Karsan, Türkiye’de ve Avrupa’da elde ettiği başarıların ardından yeni hedef olarak Kuzey Amerika pazarını belirledi. Şirketin yüksek teknolojiyle güçlendirdiği üretim kapasitesi ve inovatif çalışmaları, ulaşım altyapısını modernize etmeye devam ediyor. Karsan’ın küresel rekabetçiliğini artıran bir diğer önemli faktör ise, ürünlerinin tasarımsal çekiciliği ve teknolojik üstünlüğü.
Karsan CEO’su Okan Baş, bu başarıya ilişkin, “Otonom e-ATAK, Busworld Digital Awards’ta Digitally Enhanced Driving (Dijital Olarak Geliştirilmiş Sürüş) kategorisinde en beğenilen model olarak ödül almıştı. Aracımız tasarımıyla da Almanlar tarafından tescillenmiş oldu. Dünya Tasarım Örgütü’nün de kurucu üyesi olan German Design Counsil tarafından ‘Mükemmel Ürün Tasarımı’ ödülünü almak bizi gururlandırdı” dedi.
Karsan Otonom e-ATAK, dünyanın seri üretim ilk Seviye 4 otonom otobüsü olma özelliğini taşıyor. Okan Baş, iş ortağı ADASTEC ile birlikte geliştirdikleri aracın 2022’den beri Norveç Stavanger’da yolcu taşıdığını belirtti. Şirket, bugüne kadar Otonom e-ATAK ile gerçekleştirdiği 6 farklı otonom projeyle ABD, Norveç, Fransa, Romanya ve Türkiye’de 1,5 yıllık süreçte 50 bin kilometrelik sürüş deneyimine ulaştı.
Bu ödül, Karsan’ın sadece ülkemizde değil, dünya çapında otomotiv endüstrisindeki lider konumunu pekiştirdiğini gösteriyor. Karsan, sadece elektrikli taşıma alanındaki yenilikleri ile değil, aynı zamanda mükemmel ürün tasarımıyla da öne çıkarak geleceğin ulaşımına yön veriyor. Karsan Otonom e-ATAK’ın Alman Tasarım Konseyi tarafından ödüllendirilmesi, Türk otomotiv endüstrisinin küresel sahnedeki rekabet gücünü artırmada önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.