Uzay madenciliği alanında faaliyet gösteren Karman+, geliştirmekte olduğu otonom uzay aracı projesini ilerletmek amacıyla 20 milyon dolarlık yatırım aldı. Karman+, uzaya gönderilecek bu aracın asteroidlerden malzeme çıkararak su elde etmesini ve bu suyu yörüngede yakıt olarak kullanılabilir hale getirmesini hedefliyor. Girişimin uzun vadeli planları arasında, asteroidlerden nadir metallerin çıkarılması ve uzay üretim ekosisteminin desteklenmesi de yer alıyor.
Karman+, geliştirmekte olduğu uzay aracını ticari olarak sürdürülebilir bir seviyeye çekmeyi amaçlıyor. Mevcut asteroid keşif görevlerinin maliyeti 1 milyar dolar seviyesinde bulunurken, firma bu rakamı 10 milyon dolara kadar düşürebileceğini öne sürüyor. Uzay araçlarının yakıt ikmali ihtiyacını karşılamaya yönelik çözümler geliştiren Karman+, bu alanda yıllık milyar dolarlık bir pazarın var olduğuna inanıyor.
Merkezi Denver, Colorado’da bulunan Karman+, Hollanda kökenli kurucu ve CEO Teun van den Dries tarafından yönetiliyor. Yatırım turuna Londra merkezli Plural, Anvers merkezli Hummingbird, Paris merkezli HCVC, Kevin Mahaffey (Lookout) ve ismi açıklanmayan bazı yatırımcılar katıldı. Van den Dries de bu yatırım turunda kişisel olarak yer aldı.
Karman+ ismi, Dünya atmosferinin sınırını belirleyen Karman Hattı kavramından ilham alıyor. Van den Dries, bu girişimi başlatmadan önce 2022’de 290 milyon dolara satılan gayrimenkul veri analiz girişimi GeoPhy’nin kurucusuydu. Uzay teknolojilerine olan ilgisini, “Bilim kurgu meraklısıyım, üniversitede havacılık mühendisliği okudum ama bu alanda hiç çalışmadım” sözleriyle dile getiren Van den Dries, uzay madenciliğine yönelmesinin nedenlerini şu şekilde özetledi: “Beş yıl daha yazılım optimizasyonu yapabilir ve işimi büyütebilirdim. Ancak daha büyük bir etki yaratabilecek bir şeyler yapmak istedim.”
Karman+‘ın diğer kurucu ortağı ise veri bilimi alanında uzman olan ve şu anda şirketin görev mimarı olarak çalışan Daynan Crull. Van den Dries, yatırım yapılmamış ve potansiyeli büyük olan bir alan arayışında olduklarını belirterek, uzay madenciliğinin diğer seçeneklere kıyasla daha uygun maliyetli olduğunu vurguluyor. “Asteroidler, yörüngeleri gereği ulaşılması en kolay ve en ucuz kaynak noktaları. Ay’a kıyasla bile daha avantajlılar” ifadelerini kullanan Van den Dries, bu kaynakların uygun fiyatlarla sağlanması durumunda uzay endüstrisinin daha büyük bir döngüye girebileceğini düşünüyor.
Uzay madenciliği konusunda Karman+ tek oyuncu değil. AstroForge gibi başka girişimler de bu alanda çalışmalar yürütüyor. Ancak, asteroid madenciliğinin önünde halen birçok teknik zorluk bulunuyor. Şirketin geliştirdiği uzay aracı henüz tamamlanmadı ve test edilmedi. Şu ana kadar sadece birkaç asteroid keşif görevi gerçekleştirildi ve bunlar da NASA ve Japonya’nın yürüttüğü milyar dolarlık projeler oldu. Üstelik asteroidler, sürekli hareket eden ve Dünya’dan milyonlarca kilometre uzaklıkta bulunan gökcisimleri. Bu da erişim ve madencilik süreçlerini teknik açıdan zorlaştırıyor.
Öte yandan, Karman+, çıkarmayı planladığı suyu uzay araçlarına yakıt olarak sağlamayı hedefliyor. Ancak, uzaydaki uyduların tamamı hidrojen ve oksijen bazlı yakıt kullanmıyor. Güneş enerjisi ve pillerle çalışan sistemler de mevcut. Dolayısıyla, bu sürecin endüstride nasıl bir karşılık bulacağı henüz net değil.
Karman+’ın bir diğer önemli hedefi ise, 2027’de ilk fırlatma görevini gerçekleştirmek. Ancak, bu aşamaya ulaşabilmek için daha fazla yatırım alması gerekecek. Plural yatırımcısı Sten Tamkivi, sürece şüpheci yaklaşmalarına rağmen, Karman+ ekibinin projeye temkinli ve gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaştığını belirtiyor. “Ekibin detaylı planlar yaparak ilerlediğini görmek güven verici” diyen Tamkivi, bu yaklaşımın girişimin gelecekteki başarı şansını artırabileceğine inanıyor.
Uzay madenciliği, yüksek maliyetler ve teknik zorluklarla dolu olsa da, Karman+, sürdürülebilir ve ticari olarak uygulanabilir bir model geliştirerek bu alanda önemli bir oyuncu olmayı hedefliyor. Önlerindeki en büyük engel, teknolojik sınamaların yanı sıra uzun vadeli finansman ihtiyacı olacak.