PR Uzmanı Jessica Bachar, sektöre nasıl girdiğini, başarıya ulaşmak için hangi yollardan geçtiğini n24’e anlattı. Jessica Bachar kimdir?
Sevgili Jessica bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Tabii ki, 8 Haziran 1998’de İstanbul’da doğdum. Uzmanlığım siyaset bilimleri ve iletişim çift ana dalı olmakla birlikte, İsrail’de eğitim almaya devam ediyorum. Bugün i-gaming endüstrisinde global olarak bilinen bir markanın affiliate müdürüyüm ve aynı zamanda PR danışmanıyım.
Mesleğinize ilginiz ilk ne zaman başladı? Tesadüfi olarak mı bu meslektesiniz yoksa bilerek ve isteyerek mi seçtiniz mesleğinizi? Bu süreçte ailenizin desteği oldu mu?
Mesleğime olan ilgim, 17 yaşında İsrail’e tek başıma taşındıktan sonra başladı. Aslında, lise eğitimim dahil olmak üzere sinema ve televizyon üzerine odaklanmıştım ve ufak yaşlarımdan beri oyunculuğa ilgi duyuyordum. Fakat kendi yeteneklerimi keşfetmek için tek başıma yaşamaya başladıktan sonra, asıl ilgim iş dünyasına yöneldi.
Burada kaldığım süre boyunca, önce diplomasi alanında çalışmaya başladım. Daha sonra markalaşma alanında uzmanlaşmaya gitmek istediğimi fark ettim ve bu alanda eğitim alırken, bir yandan da Fortune 500 şirketlerinin bulunduğu ortak projelerde yer aldım. Şu anda global anlamda, influencerlar, dünyadaki pek çok medya ve performans odaklı pazarlama şirketleriyle çalışıyorum.
Ailem her zaman medya sektöründe olacağımı biliyordu, ancak nasıl olacağı hakkında bir fikirleri yoktu. Sonuçta, kendi hedeflerim için onlardan ayrılmam gerekiyordu ve bunun zor bir karar olduğunu biliyorlardı. Ancak bugün desteklerinin üzerimde olduğunu söyleyebilirim.
Başarıya nasıl ulaştınız? Bize anlatabilir misiniz?
Başarı kişiden kişiye ve hedefe göre değişebilir. Benim için başarı, tek başıma yaşama kararı aldığım gün başladı. Kendi hayallerim ve hedeflerim için çaba göstermek ve fırsatları kaçırmamak, benim için önemli bir adımdı.
Hiçbir zaman önüme çıkan fırsatlara hayır demedim. Günümüzde, fırsatları değerlendirmek çok önemli ve ben de buna her zaman özen gösterdim. Ayrıca, eğitim konusunda uzmanlık sahibi olmak ve alanımla ilgili yeni şeyler öğrenmekten hiç vazgeçmedim. Bu sayede, günden güne hem mesleki hem kişisel anlamda başarıya ulaştığımı düşünüyorum.
Bu hayatta örnek aldığınız kişiler var mı? Hangi konuda örnek aldınız onları?
Hiçbir zaman bir başkasının yolundan gitmek bana cazip gelmedi. Ancak benim için iyi bir yönetici olmak çok önemli. Bu nedenle, en büyük rol modelim babam oldu.
Sonuçta liderlik, sadece bir pozisyon ya da unvan değil, aynı zamanda insanları etkileyip yönlendirebilme becerisi de gerektirir. Bu nedenle, babamın yönetim tarzını ve liderlik becerilerini örnek alarak, kendimi geliştirmeye çalıştım.
Özellikle stratejik düşünce, ileri görüşlülük, hedef planlama, danışmanlık ve takım liderliği gibi konularda örnek aldığımı söyleyebilirim.
İş yaptığınız sektörünün avantajları ve dezavantajları neler? Türkiye’de PR ve reklamcılığın yeteri kadar dikkate alındığını ve önemsendiğini düşünüyor musunuz?
Tabii ki. PR ve Affiliate Marketing iki farklı alan olmakla birlikte, başarılı PR bugün bir markanın hedef kitleye ulaşabilmesi için en önemli stratejilerden biridir. Doğru PR iş birliği fırsatları getirmekle kalmaz, aynı zamanda markanın değerini ve bilinirliğini gözle görülür bir şekilde arttırır. Ancak kampanyaların başarısı uzun vadede ölçülebilir ve yüksek maliyetli olabilir. Affiliate sektöründe ise, çok hızlı sonuçlar almak mümkündür, çok büyük kitlelere ulaşabilirsiniz ve kampanyanın anlık sonuçlarını takip edebilirsiniz. Ancak bu stratejiyi izlediğinizde markanız için ürettiğiniz kampanyalar yoğun rekabet ortamında gerçekleşir ve kampanyalar üzerinde çok daha az kontrolünüz vardır.
Türkiye’de sadece PR ve reklamcılığı ele aldığımızda, özellikle son yıllarda çok hızlı gelişen sektörlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Ancak dediğim gibi, ne yazık ki her marka yeterli bütçeye sahip olmayabilir. Bu nedenle, küçük işletmeler için sosyal medya ve dijital platformlardan PR yapıldığı takdirde bugün etkili sonuçlar görmek mümkün.
Başarıya ulaşmanızda size destek olan kişiler oldu mu? Adlarını anmadan geçemeyeceğiniz kişileri sayar mısın?
İş hayatımda başarıya ulaşmamdaki en büyük yardımı Aytan, Aviv, Asafi, Libby, Aviram, Omer ve Dean’den aldım. Özellikle affiliate sektöründe bana kattıkları bilgi paha biçilemez oldu. Özel hayatımda ise, erkek arkadaşım Eyal, büyükannem, büyükbabam ve tabii ki en büyük destekçim ailem ve erkek arkadaşımın ailesi oldu. Gerçekten hayatımda bu insanların varlığından dolayı çok şanslıyım. Herkesin bir yol gösterene ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ve yakın arkadaşlarım dahil herkese gönülden minnettarım bu konuda.
Geleceğe yönelik ne gibi düşünceleriniz ya da projeleriniz var?
Açıkçası, şu anlık olduğum yerden ve işimden memnunum ve tek hedefim işimde çok daha iyi yerlere gelebilmek ve uzman olabilmek. Gelecekte mutlaka karşıma farklı fırsatlar çıkabilir, bu yüzden değişime uyum sağlamak gerektiğine inanıyorum. Ancak şu an farklı alanlarda deneyim kazanarak mesleğimi en iyi şekilde devam ettirmek istiyorum.
Dışarıdan baktığınızda Türkiye’deki girişimcilerin ya da yatırımcıların ülkenin gelişmesi, milletin daha rahat yaşayabilmesi için neler yapması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Çok adım atılabilir bu konuda, ama bence şu an için en önemlileri yerli girişimcileri desteklemek. Özellikle global anlamda başarılı olan genç girişimcilere yatırım yapmak, bu günlerde ülkenin gelişmesine yardımcı olabilir. Bir diğer önemli konu ise eğitim. Gerçekten insanların gelişimine doğru bir katkı sağlanması gerektiğine inanıyorum. Yurt dışında gördüğüm en güzel yatırımlardan biri, öğrencileri burs karşılığında sosyal sorumluluk projelerine dahil etmek oldu. Öğrenciler yılda 120 saat katılarak %100 burs alabiliyorlar. Topluma faydalı olan, farkındalığı açık bir gençlikle, ülkeye katkı sağlamak isteyen insanların sayısının artacağını düşünüyorum.
Sizin sektörünüzde alanında kendini geliştirmek isteyen kişilere ne tür önerilerde bulunursunuz?
Güncel olmak çok önemli. Gerçekten özellikle günümüzün medyasında güncel kalabilmek, medya planlaması yapmak istediğinizde size çok yardımcı olur. Bir başka önerim ise iyi iletişim yeteneği. Ne kadar iyi iletişiminiz varsa, o kadar kolay sektörde olan insanlarla etkileşimde bulunup network yapabilirsiniz ve bu işin en önemli kısmı zaten insan tanımaktan geçiyor.
En önemlisi ise eğitim. Eğitimin asla bittiğine inanmıyorum, her zaman yeni şeyler öğrenmek mümkün, hele ki her şeyin bu kadar hızlı ilerlediği bir dönemde mutlaka eğitime özen gösterin. Bu sadece CV’nizde göstereceğiniz bir basamak olmamalı. Devamlı öğrenmek, size sizinle aynı görüşte olmayan insanlara açık fikirli olmayı öğretir. Özellikle yeni stratejiler geliştiriyorsanız, masada sizinle aynı fikirde olmayan insanları dinleyin. Gerçekten başarılı olmak istiyorsanız, hoşunuza gitmeyen şeyleri duymaktan kaçınmamalısınız.
“Bunu kesinlikle tarihe not düşmeliyim” dediğiniz bir anınız var mı? Varsa bunu dinleyebilir miyiz sizden?
İş aramaya başladığım dönemde henüz çok yeniydim ve yeterli deneyimim yoktu. Özellikle üniversitenin ilk yıllarında tam zamanlı bir işte çalışmam mümkün değildi ve bu yüzden anaokulu öğretmenliği yapıyordum. Eğitimden başka sunabileceğim başka bir şey yoktu ve pek çok yerden reddedildim. Ama kendi değerimin farkındaydım, bu yüzden yılmadım. Önce gönüllü olarak projelerde yer almaya başladım, sadece deneyim kazanabilmek için. Daha sonra gönüllü olduğum yerdeki insanlardan iş teklifleri almaya başladım ve oradan kazandığım ücretle ekstra kurslar almaya başladım ve bir zaman sonra çok önemli şirketlerle çalışmaya başladım. Önemli olan kaç kere hayır cevabı duyduğunuz değil, önemli olan bunu duyduktan sonra değiştirebilmek için ne yapabildiğiniz.