Türkiye ve Katar arasındaki diplomatik ve ekonomik ilişkiler, son yıllarda giderek güçleniyor. Özellikle Arap Baharı sonrası yaşanan gelişmeler ve bölgesel dinamikler, iki ülke arasındaki bağları daha da pekiştirdi. Bu süreçte, Türkiye‘ye yapılan Katar sermayeli yatırımlar dikkat çekici bir büyüklüğe ulaştı. Türkiye‘de 220 Katar şirketi, çeşitli sektörlerde önemli projelere imza atarken, Katar‘ın Türkiye‘deki yatırımlarının toplam değeri 20 milyar doları aşmış durumda. Bu yatırımlar arasında perakende sektörü öne çıkarken, bu alanda İstinyePark İstanbul’un özel bir yeri bulunuyor.
Son gelişmeler, İstinyePark alışveriş merkezi ile ilgili dikkat çekici bir satış işlemine sahne oldu. Orjin Gayrimenkul Grubu, Doğuş Grubu‘ndan alışveriş merkezinin yüzde 30’luk payını satın aldığını duyurdu. Ancak bu anlaşmada, İstinyePark‘ın bir diğer büyük ortağı olan Katarlı yatırımcının adı geçmedi. Bu durum, sektörde ve medyada geniş yankı buldu.
Patronlar Dünyası Yazarı Necla Dalan, bu satış işlemiyle ilgili önemli bir detayı “İstinye Park’ın satışının perde arkası” başlığı altında ilk kez gündeme getirdi. Dalan, Doğuş ve Orjin arasında gerçekleşen hisse devri sırasında, Katarlı ortağın hisselerinin ne olacağına dair bir açıklama yapılmadığını belirtti. Katar devletine ait fonun sahip olduğu yüzde 30’luk payın, 2020 yılında 1 milyar dolarlık bir değerleme üzerinden gerçekleştiği ve bu satışla Katar‘ın 4 yılda gelirini 2 katına çıkardığı bilgisi de paylaşıldı.
Türkiye ve Katar arasındaki ekonomik işbirliklerinin bir yansıması olarak görülen bu satış, Katar‘ın Türkiye‘deki bir yatırımdan çıkış yapmasının ilk örneği olma özelliğini taşıyor. Bu gelişme, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilebilir.
İstinyePark‘ın bulunduğu caddede yaşanan bu önemli değişiklik, alışveriş merkezinin müşteri profilinde de önemli değişikliklere yol açtı. Katarlı yatırımcının girişi ve ardından gelen satış işlemi, özellikle Körfez Bölgesi‘nden zengin müşterilerin İstinyePark‘ı tercih etmesine neden oldu. Louis Vuitton, Cartier gibi lüks markaların mağazaları önünde uzun kuyruklar oluşması, bu değişimin somut göstergelerinden biri haline geldi.
Bu gelişmeler, Türkiye‘deki yabancı yatırımların dinamik yapısını ve Katar sermayesinin Türkiye ekonomisindeki etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor. İstinyePark örneği, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin sadece mevcut yatırımlarla sınırlı olmadığını, aynı zamanda bu yatırımların geleceğe yönelik stratejik kararlarla şekillendiğini de gösteriyor.