İstanbul Barosu, Erzincan’daki maden faciasının ardından büyük bir adım atarak Anagold Madencilik ve eski bakan Murat Kurum hakkında suç duyurusunda bulundu. Facianın yaşandığı bölgede büyük bir infiale yol açan olay sonrasında, hukukun üstünlüğünü sağlamak adına adımlar atan İstanbul Barosu, sorumluların hesap vermesi gerektiğine vurgu yaparak önemli bir adım atmış oldu.
İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç imzasıyla yapılan suç duyurusu dilekçesinde, facianın yaşandığı maden ocağının sahibi olan Anagold Madencilik’e ve dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı olan Murat Kurum’a yönelik ciddi iddialarda bulunuldu. Şikayette bulunan İstanbul Barosu, sadece Anagold ve Murat Kurum’u değil, bakanlık yetkilileri, şirket yetkilileri, bilirkişiler ve diğer sorumluları da kapsayan geniş bir yelpazeye hitap etti.
Suç duyurusunda bulunan İstanbul Barosu, yaşanan facianın sadece bir maden kazası olmadığına ve sıradan bir kaza olarak görülemeyeceğine dikkat çekti. Başkan Saraç, facianın yaşandığı bölgede çevre kirliliği, insan ölümleri ve diğer zararlar gibi ciddi sonuçlar doğuran bir olay olduğunu vurguladı. Ayrıca, yaşanan faciada sadece Anagold Madencilik ve Murat Kurum’un değil, diğer yetkililerin de sorumlu olduğunu belirtti.
Suç duyurusu dilekçesinde, çevrenin kasten kirletilmesi, zehirli madde katma, ekolojik kırım gibi suçlamaların yer aldığı görüldü. İstanbul Barosu, bu suçlamalarla birlikte yaşanan faciada sorumluluğu olan herkesin adil bir şekilde yargılanması gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca, çevre suçlarında görülen cezasızlık alışkanlığının son bulması ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini belirtti.
İstanbul Barosu’nun suç duyurusu, Türkiye’de çevre suçlarının önemli bir gündem maddesi haline gelmesi açısından da büyük bir öneme sahip. Facianın yaşandığı bölgede ve genel olarak ülke çapında çevre suçlarına karşı daha etkili bir mücadele yürütülmesi gerektiğini vurgulayan İstanbul Barosu, hukukun üstünlüğünü sağlamak adına bu adımı atmış oldu.
Suç duyurusuyla birlikte, yaşanan faciada sorumluluğu olan herkesin adil bir şekilde yargılanması ve hukukun gereği olarak cezalandırılması bekleniyor. İstanbul Barosu’nun bu kararlı tutumu, benzer olayların önlenmesi ve çevre suçlarının ciddiye alınması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Facianın ardından yaşanan gelişmeler yakından takip edilmeye devam edecek.