Otomotiv dünyasında dikkat çeken bir gelişme yaşanabilir. Honda ve Nissan, elektrikli araç (EV) sektöründe daha güçlü bir yer edinmek adına birleşme yolunda adımlar atmayı değerlendiriyor. Bu olası birleşmenin bir parçası olarak Mitsubishi‘nin de dahil olabileceği belirtiliyor. Elektrikli araçların sektörde hızla artan önemi, bağımsız çalışmayı tercih eden bu iki Japon otomotiv devini ortak bir gelecek arayışına yönlendirmiş görünüyor.
Elektrikli araçlar, otomotiv sektöründe iş birliklerinin ve birleşmelerin temelini oluşturuyor. Örneğin, Volkswagen ve Rivian gibi markalar arasında benzer bir ortaklık kurulmuştu. Nissan açısından bakıldığında, 2024 yılında satışlarda yaşanan yüzde 90’lık dramatik düşüş ve şirketin geleceğine dair oluşan belirsizlikler, bu birleşme fikrini daha da cazip hale getiriyor. CNBC’ye göre, bu birleşme gerçekleşirse ortaya çıkan şirket, satılan araç sayısı bakımından dünyanın en büyük üçüncü otomotiv üreticisi olacak.
Böylesi bir birleşmenin, yalnızca satış rakamlarını artırmakla kalmayıp, elektrikli araç üretiminde de rekabet gücünü artırması bekleniyor. Tesla, GM ve BYD gibi devlerle mücadele edebilmek adına, birleşik bir şirketin teknolojik altyapı ve üretim kapasitesine daha fazla yatırım yapması muhtemel. Ancak, Nissan’ın mevcut ortağı olan Renault ile ilişkilerin nasıl şekilleneceği belirsizliğini koruyor.
The Verge tarafından yapılan analizde, Honda ve Nissan arasında elektrikli araç teknolojisi geliştirme konusundaki mevcut iş birliğine dikkat çekildi. Bunun, Japonya’da daha önceki yıllarda görülen elektronik devlerinin birleşme modellerine benzer bir adım olabileceği vurgulandı. Umar Shakir, bu gelişmenin iki şirketin uzun vadeli stratejik hedefleri doğrultusunda mantıklı bir adım olabileceğini ifade etti.
Birleşme olasılığı, yalnızca teknolojik ve ticari faydalarla sınırlı kalmayabilir. Fortune’dan Paolo Confino, birleşik bir Honda-Nissan yapısının, ABD pazarındaki tarifelerden etkilenme riskini azaltabileceğini belirtti. İki şirketin ABD’de toplamda 15 üretim tesisi bulunuyor ve bu kapasite, tarifelerden doğacak olası maliyetlerin yönetilmesinde önemli bir avantaj sağlayabilir. Özellikle, ikinci Trump yönetimiyle birlikte tarifelerde yaşanan artışlar göz önüne alındığında, bu faktörün birleşme kararında etkili olabileceği düşünülüyor.
Mitsubishi’nin bu plana dahil edilmesi ise daha fazla soru işaretini beraberinde getiriyor. Henüz şirketin bu yeni yapıya nasıl bir katkı sunacağı veya birleşmenin nihai şeklini nasıl alacağı netleşmiş değil. Ancak uzmanlar, elektrikli araç pazarında Japon devlerinin güçlerini birleştirmesinin, küresel sektörde önemli bir dönüşüm yaratabileceğine dikkat çekiyor.
2025 yılına yaklaştıkça, bu birleşme ihtimali ve etkileri otomotiv sektörünün en çok konuşulan konularından biri olmaya aday görünüyor.