Bel fıtığı, masa başı çalışmadan yanlış hareketlere kadar pek çok nedenle ortaya çıkıyor ve günlük yaşamı olumsuz etkiliyor.
Günümüzde dünya nüfusunun önemli bir kısmını etkileyen bel fıtığı, hareketsiz yaşam tarzı, uzun süre oturma, yanlış yük kaldırma gibi nedenlerle yaygınlaşmaya devam ediyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Özkan Yükselmiş, bel fıtığının sadece belirli meslek gruplarında değil, ev hanımlarından öğrencilere, sporculardan ofis çalışanlarına kadar geniş bir kesimde görüldüğünü belirtiyor. Dr. Yükselmiş, omurlar arasındaki disklerin yer değiştirmesi sonucu sinirlere baskı yapan bu rahatsızlığın, ağır kaldırma, hareketsizlik, uzun süre oturma alışkanlıkları ve genetik faktörler gibi birçok sebebe bağlı olarak geliştiğini ifade ediyor. Ayrıca, travmaların ve sigara kullanımının da bel fıtığı riskini artırdığını vurguluyor.
Dr. Özkan Yükselmiş, bel fıtığının en sık belirtisinin bel ve kalça bölgesinde hissedilen ağrı olduğunu, bu ağrının zamanla bacağa doğru yayılabildiğini dile getiriyor. Sinirlere baskı arttıkça hastalarda uyuşma, karıncalanma ve ilerleyen safhalarda kas gücü kaybı gibi sorunlar yaşanabileceğini belirtiyor. Tedavi edilmediği takdirde sinirlerde kalıcı hasarların oluşabileceğine dikkat çeken Dr. Yükselmiş, bu tür durumlarda cerrahi müdahalenin kaçınılmaz hale geldiğini ifade ediyor. Ayrıca kronik ağrı, hareket kısıtlılığı ve uyku problemleri gibi şikayetlerin de hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü ekliyor.
Ameliyatsız tedavi yöntemlerinin önemine değinen Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Özkan Yükselmiş, teknolojik gelişmeler sayesinde artık bel fıtığında ağrısız ve neştersiz çözümler sunulabildiğini aktarıyor. Robotik lazer teknolojisiyle uygulanan tedavinin, fıtığa neden olan disk dokusunu hassas bir şekilde küçülttüğünü belirten Dr. Yükselmiş, bu yöntemin cerrahi kesi ya da genel anestezi gerektirmediğini ve hastalar için konforlu bir süreç sağladığını söylüyor. Robotik sistemlerin milimetrik hassasiyetle çalıştığını vurgulayan Dr. Yükselmiş, sinir üzerindeki baskının azaltılmasıyla hastaların ağrılarında belirgin bir hafifleme ve hareket kabiliyetinde artış gözlemlendiğini dile getiriyor. Minimal invaziv yöntemler arasında yer alan bu tedaviyi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri‘nde uygulayan ilk hekim olduğunu ifade eden Dr. Özkan Yükselmiş, bugüne kadar birçok hastanın ameliyatsız şekilde sağlığına kavuştuğunu belirtiyor.