2011 yılında Finlandiya‘nın Turku kentine Erasmus değişim öğrencisi olarak gelen Tolga Karayel, yıllar sonra aynı kente bu kez araştırmacı ve girişimci kimliğiyle döndü. Gelecek Araştırmaları alanında uzmanlaşan Karayel, hem akademik hem de girişimsel çalışmalarıyla, geleceğe dair belirsizliklerin yönetilmesine odaklanıyor. Karayel, Turku ile yollarının nasıl kesiştiğini Good News from Finland’a anlattı.
İlk tanışma: Erasmus’la gelen merak
Güney Türkiye‘den Turku‘ya uzanan yolculuk, aslında kısa süreli bir değişim programı ile başladı. O dönem Uluslararası İlişkiler lisans öğrencisi olan Karayel, Erasmus programı kapsamında farklı ülkeler arasında tercih yaparken bir öğretmeninin tavsiyesiyle Finlandiya‘yı seçti. “O an kar yağdığını gördüm ve düşündüm: Tamam, burası bana uygun olabilir,” diyen Karayel için bu kısa deneyim, Finlandiya’ya duyduğu ilgiyi derinleştiren ilk adım oldu.
Beş aylık Erasmus deneyiminin ardından Türkiye’ye dönen Karayel, yaklaşık yedi yıl boyunca yerel yönetimlerde çeşitli görevlerde çalıştı. Ancak zamanla yeni bir arayış başladı. “Kendime şu soruyu sordum: Konfor alanım ne ve onun dışına çıkmak için ne yapmalıyım?” diyen Karayel, yüksek lisans için tekrar yurtdışına yöneldi.
Finlandiya’yı yeniden seçmek
Başta Almanya‘daki üniversitelere başvuran Karayel, bürokratik engellerle karşılaşınca University of Turku‘dan gelen yüzde 100 burslu kabul mektubunu “bir işaret” olarak yorumladı. Tüm süreçlerin sorunsuz ilerlediğini belirten Karayel, “Altı hafta içinde evimi buldum. Yedinci gün oturma iznim onaylandı,” ifadelerini kullanarak yeniden Turku’da yaşamaya başlamasını anlattı.

Finlandiya Gelecek Araştırmaları Merkezi (Finland Futures Research Centre) çatısı altında iklim değişikliği, dijitalleşme gibi megatrendlerin toplumsal etkilerini analiz eden çalışmalara yöneldi. Aynı zamanda akıllı şehirler ve dijital ikizler konulu yüksek lisans teziyle, kamu alanındaki geçmiş tecrübesini akademiye taşıdı.
Sürdürülebilirlik tutkusu girişimciliğe dönüştü
Karayel’in gelecek öngörüleri odaklı akademik çalışmaları, bir yandan da sürdürülebilirlik alanında bir girişimi beraberinde getirdi. Preloved Coffee adlı şirketin kuruluşu, Boost Turku girişimcilik merkezi tarafından düzenlenen bir etkinlikte fikrini paylaşmasıyla başladı. “Girişimcilikte en büyük engel bazen güven eksikliği. Ama ben orada fikrimi yüksek sesle söyleyince, birlikte çalışabileceğim insanlarla tanıştım,” diyerek süreci özetliyor.
Şirketin amacı, Finlandiya’da yıllık tüketimi 60 milyon kilogramı aşan kahve atıklarını, değerli biyomateryallere dönüştürmek. Geliştirdikleri ürünler arasında kozmetik ve kimya sanayisinde kullanılabilen kahve yağı, biyokompozit granüller ve selüloz lifleri yer alıyor.
“Girişimcilik her zaman sıfırdan icat değil”
Preloved Coffee, şu anda Turku AMK ve Metropolia University of Applied Sciences ile birlikte minimum uygulanabilir ürün (MVP) sürecinde çalışıyor. Karayel, dijital odaklı yatırım trendlerinin aksine, fiziksel üretim ve yerel ortaklıklara dayalı döngüsel ekonomi projelerinin daha uzun vadeli büyüme gerektirdiğini belirtiyor.
“Dijital girişimler daha hızlı ölçeklenebilir. Ama biz, malzeme, lojistik ve yerel bağlarla büyüyen bir iş modeli içindeyiz. Kolay değil ama sağlam temelli,” diyen Karayel, Avrupa Birliği’nin plastik yasakları ve yeni atık yönetimi hedeflerinin, bu alandaki girişimleri giderek daha görünür hale getireceğini ifade ediyor.
Akademiden siyasete: Geleceği şekillendirmek
Finlandiya Gelecek Araştırmaları Merkezi‘nde yürüttüğü doktora çalışmaları kapsamında, hem akademik yayınlara katkı sunuyor hem de Futures Distillery araştırma grubu aracılığıyla özel sektörle etkileşim kuruyor. KOBİ’ler, girişimler ve büyük firmalarla yapılan atölyelerde, trend analizi, vizyon oluşturma ve senaryo planlaması gibi yöntemlerle, karar alıcıların uzun vadeli planlamalar yapmasına katkı sağlanıyor.
Karayel, bu yapının Finlandiya’da yalnızca akademiyle sınırlı kalmayıp, siyasete de entegre olduğunu belirtiyor. Fin Parlamentosu‘nda yer alan Gelecek Komitesi gibi yapılar sayesinde, bilimsel çıktılar doğrudan kamu politikalarına yansıyor.
İki kültür arasında köprü kurmak
2021’den bu yana Turku’da yaşayan Karayel, Finlandiya’nın doğa ile iç içe yapısından memnun olduğunu söylüyor. “Bir otobüs durağında ormandasınız, bir sonrakinde şehir merkezindesiniz,” diyerek kent yapısını özetliyor.
Boş zamanlarında balık tutmayı ve haftalık olarak saunaya gitmeyi sevdiğini belirten Karayel, “Türkiye’de hamam, burada sauna. İkisinin de ayrı güzelliği var,” diyor.
Finlandiya’ya taşınmayı düşünenlere ise şu tavsiyede bulunuyor: “Hayatınızı neden değiştiriyorsunuz, önce bunu sorun. Ve ardından geçmiş yüklerinizi geride bırakmaya çalışın. Yeni bir hayata sadece adapte olmaya değil, katkı sağlamaya da odaklanın.”
Türkiye’de aldığı eğitime ve devletin sunduğu olanaklara duyduğu minnettarlığı, bugün Finlandiya’da yürüttüğü araştırmalarla karşılık vermeye çalışıyor. Aynı zamanda iki ülke arasında gelecek çalışmaları alanında bağ kurmayı ve bu yaklaşımı Türkiye’de de tanıtmayı hedefliyor.