EY (Ernst&Young), Oxford Üniversitesi Said Business School işbirliğiyle gerçekleştirdiği şirketlerin dönüşüm programlarına ilişkin “İnsan Odaklı Dönüşüm Liderliği Araştırması”nın güncel sonuçlarını yayımladı. Araştırma, 23 ülkeden ve 16 farklı endüstriden 846 üst düzey lider ve 840 iş gücü üyesinin analizinin yanı sıra beş nitelikli vaka çalışmasına dayanıyor. Araştırmanın temel amacı, dönüşüm programlarındaki hataları ve bu hataların nasıl düzeltilebileceğini incelemektir.
Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların %96’sı bir proje süresince en az bir kritik evre yaşadığını, %79’u ise öngörülemez iş ortamında bu durumun kaçınılmaz olduğunu belirtmiştir. Özellikle insan merkezli bakış açısına sahip liderlerin, dönüşüm programlarını başarılı bir şekilde sürdürme ihtimalinin daha yüksek olduğu görülüyor. Bu liderlerin yönetimindeki programlar, genel dönüşüm hızını yaklaşık iki katına çıkarabilirken, program performansını da neredeyse iki kat artırabiliyor. Ayrıca, bir sonraki dönüşüm programı için motivasyonun artmasıyla iş gücünün hazır olması da sağlanabiliyor.
Araştırma, dönüşümün başarı şansını 12 kat artıran üç adımlı insan odaklı bir yaklaşımı vurguluyor: algılama, anlamlandırma ve harekete geçme. İlk adım olan algılama, dönüşüm programlarında sorunların ne zaman ortaya çıktığını hızla tespit etmek ve ne zaman müdahale edileceğine karar vermek için bir erken uyarı sistemi oluşturulmasını gerektiriyor. Bu adımda, yalnızca temel performans göstergeleri (KPI’lar) gibi geleneksel sinyallere bakmaktan ziyade çalışanların duygu ve davranışlarındaki değişikliklere dikkat edilmesi önemlidir.
İkinci adım olan anlamlandırma, dönüşüm programı genelinde liderler ve ekip üyeleriyle işbirliği içinde sorunların temel nedenlerinin analiz edilmesini ve ileriye dönük yol haritasının oluşturulmasını kapsıyor. KPI’lar objektiflik sağlasa da geçmişe dönük yapıları, gelecekteki aksiyonları yönlendirmede daha az kullanışlı olabiliyor.
Son adım olan harekete geçme aşamasında ise, başarılı dönüşümlerin koşullarını belirleyen altı temel etkenin güçlendirilmesi gerekiyor: katılımcı liderlik, işbirliği, ilham kültürünün korunması, güçlendirilmesi, özen gösterilmesi ve teknolojinin duygusal etkisinin tanınması. Bu aşamada liderlerin, sorunları algılayıp ne anlama geldiklerini anladıktan sonra harekete geçmeleri gerekiyor.
EY Türkiye İş Gücü Danışmanlığı Lideri ve Şirket Ortağı Ersin Yıldırım, araştırmanın dönüşüm programlarında yaşanan önemli evreleri geleneksel temel performans göstergelerinden ziyade duygusal zekanın doğası ve rolü hakkında yeni bir bakış açısı sunduğunu belirtti. Yıldırım, “Yapay zekanın ve makine öğreniminin hakim olduğu günümüzde yapılan bu araştırma dönüşümlerin yönlendirilmesinde ileri görüşlü ve etkili verileri ortaya çıkarıyor. Ayrıca dönüşüm programlarında insan faktörünü odağa alan üç adımlı ‘algılama, anlamlandırma ve harekete geçme’ yaklaşımını uygulamak başarı şansını 12 kat artırırken, aynı zamanda bu dönüşüm programlarının geliştirilmesi, yönlendirilmesi ve sunulması liderler için kritik önem taşıyor.” dedi.
Bu araştırma, dönüşüm süreçlerinde insan faktörünü ön plana çıkararak, liderlere ve organizasyonlara daha başarılı ve sürdürülebilir değişim programları oluşturma konusunda önemli ipuçları sunuyor.