Evo Holding Kurucusu Evren Yaşlak, hakkında merak edilenleri n24’e anlattı. Evren Yaşlak kimdir? Kendisini başarılı hissediyor mu? Çıktığı yolda etrafındakiler ona destek verdi mi?
Sayın Evren Yaşlak bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
28 Mart 1985 İstanbul doğumluyum. Küçüklüğümden beri bilişim ve internet üzerine birçok yazılımsal girişimlerde bulundum. 2009 yılında Türkiye’nin ilk dijital dergisini kurduktan sonra, hayatım hızla değişti diyebilirim. Türkiye’de çok farklı bir akımın öncüsü olmak bizim için paha biçilemez oldu. 2021 yılına kadar Evo Şirketler Grubu olarak yolumuza devam edip, 2021 sonunda Evo Holding A.Ş. ana çatısı altında, yayıncılıktan halkla iletişime, yatırımcılıktan kırtasiyeye, finansal danışmanlıktan turizme uzanan bir holding olduk.
Mesleğinize ilginiz ilk ne zaman başladı? Çocukluk bağlantısı nedir? Aileniz destek oldu mu?
Aslında lise yıllarından beri commodore 64’lerde, olivetti 286’larda yazılım ve oyun alt yapısı yapıyordum amatör olarak. Lise yıllarımda web sitesi ve cd/exe furyası çıkmaya başladı ve ben de birçok ajansa freelance olarak destek vermeye başladım. Çok kısa sürede bir sürü işletmenin reklamlarını ve web sitesini tasarlayan birisi haline gelmiştim. Ajanslar benimle tanışmak isteyip gördüğünde inanamıyordu, küçücük biri gördükleri için. Sonrasında üniversite yıllarımda Turizm ve otel işletmeciliği okurken yanında bilişim bölümünde de eğitim alarak, şu anki iş yaptığım birçok üst düzey ajansın sahibini tanıma fırsatım oldu. Ve böyle de devam etti. Zaten ailemin desteği olmasa ben halen daha baba mesleği inşaat ve danışmanlık işlerine devam ediyor olurdum. Gerçekten de insanlar keyif alamadığı bir işte bir dakika bile geçirmesi, sevdikleri işlerdeki yıllar geçirmesine eş değerde olabiliyor. Ailemin desteğini asla yadsıyamam.
Evren Yaşlak başarıya nasıl ulaştı? Bize anlatabilir misiniz?
Aslında daha yolun başında olduğumu düşünüyorum. Başarı asla durağan şeyleri kabul etmiyor. Başarının anlamını iyi bilmek onu kabullenmek gerekiyor. Ne kadar fazla kişi sizi alkışlıyorsa, bir o kadar da yalnızlaştığınızı kabul etmeniz gerekir. Adım atmadığınız her günün, geriye gittiğiniz bir gün olduğunu düşünüp, risk almak gerekiyor. Eğer risk almazsanız, hayal kurmazsanız, hayatını yaşamak istediğiniz kişilerin neler yaşadığını asla bilemezsiniz. Girişimcilik ruhundaki ilk adım, hayal kur ve hayata geçir. İşin sonunda kazan veya kazanma önemli değil. Benim bir sözüm vardır; kaybedilmiş bir zafer, kazanılmış bir savaştan daha iyidir.
Bu hayatta örnek aldığınız kişiler var mı? Hangi konuda örnek aldınız onları?
Dünyada Warren Buffet, Donald Trump, Jeff Bezos gibi isimlerin hayatlarını ve tarzlarını inceledikten sonra çok hoşuma gitti. Aynısını bizim de yaşadığımız Buffet’a başta inanmayanlar sonrasında ortak olmak için sıraya girmesi gibi. Trump’ın birkaç kez iflas edip, iyi ekibe sahip olması ve takım ruhunu yaşamasından kaynaklı her defasında düşüp daha kuvvetli kalkmasını, Bezos’un ticari zekasını ve hamlelerini inanılmaz biçimde beğeniyorum.
Sektörünün avantajları ve dezavantajlarını sayabilir misin?
Bizler tabii sadece dijital yayıncılıkta değiliz. Evo Holding A.Ş. olarak 10’dan fazla iş kolumuz var. İlk zamanlar tabi ki de bir çok sektörde zorluklar çektik. Türkiye’nin ilk dergisi, ilk interaktif holding olmamız. İnsanlar ‘Ne gerek var, başkaları yapar, daha kuvvetli oyuncular varken neden siz’ derken, teker teker azimle, sabrederek en güzel cevabı verdik onara. Reklamcılık bir nevi siyaset gibidir. Herkes birbirini sever, ama arkanızı dönünce kimse kimseyi tanımaz. O yüzden “Ruhsuzlar ordusunda iş yapmaya çalışıyoruz.” diye bir sözüm vardır 🙂
Size destek olan kişiler oldu mu? Adlarını anmadan geçemeyeceğiniz kişileri sayar mısın?
Tabii ki de baştan açık ara bana inanan ailem, onlar olmasa imkansız. Sonrasında sanat camiası ve iş camiasının önde gelen isimlerinin vermiş olduğu destek de yadsınamaz. Özellikle ilkler üzerine sürekli yaptırımlara maruz kaldığımız için bunları tescilleyip, üstümüze almamızda yardımcı olan siyasi büyüklerimizin de desteğini hep yanı başımda hissettim ve halen daha hissediyorum.
Geleceğe yönelik ne gibi düşüncelerin ya da projeleriniz var?
Açıkçası reklam ve yayıncılık kısmıyla neredeyse hiç ilgilenmiyorum. Birkaç dostum dışında genelde ben o sektörden tamamen çekildim. Ekip arkadaşlarım daha çok ilgileniyor. Ben artık daha fütüristik projelere odaklandım. Metaverse, dünyasının bu kadar yükseldiği, dünyanın endüstri 6.0’a hazırlandığı, yapay zekalı sistemlerin çoğaldığı bir yeni nesil dünyaya gidiliyor. Biz de bu konuda bazı girişimlerde bulunduk. Özellikle oyun ve oyun içi reklamlarda farklı bir yapay zeka ve habercilik vizyonumuzu katıp, reel dünyayla sanal dünyayı harmanlayacak bir şeyler planlıyoruz.
Türkiye’deki genç girişimcilere neler tavsiye edersin?
Genelde ben küçüklüğümden beri böyle başarı sözleriyle tahrik olan veya böyle yaptım şöyle yaptım, siz de yapabilirsiniz durmayın gibi gaza getirici şeylerden çok etkilenmiyorum. Her daim adım atmadan önce sektörü iyi araştırıp, gözü kapalı girmemek gerektiğini, asla ve asla herkesin yaptığı bir işi ben de yapayım tarzında bir modda olmamalarını tavsiye ediyorum. Önemli olan herkesin yapmak istediği bir şeyi sizin akıl ediyor olabileceğinizi inovatif fikirler peşinde koşulmasının gerektiği düşünüyorum. Zaten melek yatırımcıların yatırımlarına bakın, genelde hiç akla gelmeyen farklı buluşlara veya projelere yatırım yapıyorlar. İyi araştırın, gaza gelmeyin ve kesinlikle farklılığınızın ne olduğunun farkında olun!
Sizin sektörünüzde alanında kendini geliştirmek isteye kişilere ne tür önerilerde bulunursunuz?
Özellikle yayıncılık konusunda daha farklı dallarda daha teknolojik içerikleri tavsiye ederim. Herkes haber sitesi kurabilir, dergi kurabilir. Ama hayalet dergi projesi kuran henüz yok. İnsanların o anki moduna göre derginin içeriğinin değiştiği bir proje yok. Yapılamaz mı? Çok rahat yapılır. Hemen herkes şöyle diyor ama param yok ki 😉 Siz güzel projelendirin yatırımcı bulmak kolay. Yukarda verdiğim örnek fütüristik bir proje, bunun gibi yüzlerce farklı şeyler yapabilirsiniz. Yeter ki vizyonunuzu genişletin, at gözlükleriyle bakıp, biri çok başarılı bende onun gibi olup, o işe başlayayımdan ziyade, tam tersi onun başlama hırsını, siz araştırma hırsınızla birleştirip yepyeni bir şey yapın.
Bunu kesinlikle tarihe not düşmeliyim değdiniz bir anınız var mı?
Andy Warhol çok güzel bir söz söylemişti “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak.” Diye. Zaten sosyal medyalarımız sayesinde herkes kendi çevresinin ünlüsü olmaya başladı. Benim de sözüm şu; “Bir gün herkesin birden fazla sureti olup, istediği yerde istediğini yaşıyor olacak.”