Erzincan’da, altın madenciliği sektörünün önemli oyuncularından biri olan SSR Mining, yaşanan trajik bir olayın ardından altın üretimini durdurdu. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen ve en az dokuz işçinin kaybolduğu siyanürlü toprak dağının kayması faciasının etkileri hâlâ derin hissediliyor. Bu üzücü gelişmenin ardından SSR Mining’in Toronto’da işlem gören hisseleri, piyasada %50’den fazla bir değer kaybı yaşadı.
SSR Mining Inc Hisse değeri yüzde 50 düştü

SSR Mining yetkilileri, Erzincan’daki altın madeninde meydana gelen büyük çaplı siyanürlü yığma dağın kaymasının ardından üretimin askıya alındığını duyurdu. Bu ani karar, sadece şirketin faaliyetlerini etkilemekle kalmadı, aynı zamanda hissedarlar arasında da ciddi endişelere yol açtı. SSR Mining’in yaptığı açıklamada, “yığın liç pedinde meydana gelen büyük bir kayma” nedeniyle üretimin geçici olarak durdurulduğu belirtildi.
Erzincan’daki altın madeni, Lidya Madencilik tarafından işletiliyor ve Çalık Holding ile Denver, Colorado merkezli SSR Mining‘e ait. Bu maden, SSR’nin 2010 yılından bu yana faaliyet gösteren en büyük ikinci altın madeni konumunda. Ancak yaşanan facia, sadece insan hayatını değil, aynı zamanda şirketin ekonomik değerini de etkiledi. SSR Mining’in piyasa değerinde meydana gelen keskin düşüş, yaklaşık olarak 1,4 milyar dolarlık bir kayba işaret ediyor.
Güvenlik kamerası görüntüleri, yaşanan olayın dehşet verici boyutunu gözler önüne seriyor. Yetkililer, devasa bir toprak yığınının hızla parçalandığını ve vadiye doğru ilerlediğini belirtiyor. Bu yığın, toprak ve kaya tufanı şeklinde vadiye akarak çevreye toz bulutları yayıyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, kayıp madencileri bulmak için 400’den fazla arama kurtarma görevlisinin çalıştığını açıkladı.
Bu acı olay, sadece bir iş kazası olarak değil, aynı zamanda altın madenciliği sektöründeki güvenlik standartlarının da gözden geçirilmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. Facianın ardından, SSR Mining ve diğer altın madenciliği şirketleri, işçi güvenliği ve çevresel faktörler konusunda daha sıkı tedbirler almaları gerektiği yönünde çağrılar yapıldı.
Yaşanan bu trajik olay, altın madenciliği sektöründe faaliyet gösteren tüm şirketlerin dikkatle üzerinde durması gereken bir konu olarak ön plana çıktı. İş güvenliği ve çevre koruma önlemlerinin daha da güçlendirilmesi, benzer faciaların önlenmesi açısından hayati önem taşıyor. Hem insan hayatının hem de çevrenin korunması, altın madenciliği faaliyetlerinin sürdürülebilir bir şekilde yürütülmesi için en öncelikli hedef olmalıdır.