Ernst & Young (EY), tüm dünyadaki şirketlerin iklim değişikliği ile mücadele çabalarını değerlendiren Küresel İklim Riski Barometresi’nin 2023 versiyonunu yayımladı. Bu rapor, İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü tarafından belirlenen 11 temel tavsiye ekseninde şirketlerin performansını değerlendiriyor.
EY’den yapılan açıklamaya göre, 2023 versiyonu, şirketlerin iklimle ilgili taahhütleri ile stratejileri arasında önemli bir kopukluk olduğunu ortaya koydu. Rapora göre, katılan şirketlerin neredeyse yarısı iklim taahhütlerini açıklamış olsa da, bu taahhütlerin nasıl gerçekleştirileceğini gösteren bir yol haritası sunmuyor. Ayrıca, şirketlerin yüzde 74’ü iklim riskinin ölçülebilir etkilerini açıklamalarına dahil etmiyor, bu da iklim değişikliği stratejilerinin kurumsal düzeyde yeterince değer görmediğini gösteriyor.
Barometre, şirketlerin iklimle ilgili beyanlarını sayısal ve kapsam açısından değerlendiriyor. Bu değerlendirme sonucunda, açıklamaların sayısal olarak paylaşıldığı bir ilerleme kaydedilirken, açıklamaların kapsamının yüzde 50 gibi görece düşük bir seviyede kaldığı belirlendi.
Raporda, ülkeler arası karşılaştırmada Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, İspanya ve ABD’nin iklimle ilgili en detaylı ve geniş kapsamlı açıklamalara sahip olduğu belirtildi. Diğer yandan, Hindistan, Çin, Filipinler ve Endonezya’nın bu konuda önemli iyileştirmelere ihtiyaç duyduğu vurgulandı.
EY Küresel İklim Riski Barometresi, şirketlere önerdiği 3 kritik önlemi şu şekilde sıraladı: ‘Niyeti eyleme dönüştürün’, ‘Düşük karbonlu bir gelecek için veri yönetimini sağlayın’, ‘Dönüşümde yönetim kurulunun itici gücünü kullanın’.
EY Türkiye İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Ece Sevin, raporun net sıfır ekonomisine geçişin hızlandırılması gereken bir dönemde, belirlenen iklim hedefleri ile bunları gerçekleştirmeye yönelik kurumsal eylemler arasında bir kopukluk olduğunu vurguladı. Sevin, şirketlerin iklim riskini sadece bir onay kalemi olarak değil, daha geniş bir stratejinin ve rekabet avantajının bir parçası olarak görmeleri gerektiğini belirtti. Ayrıca, iş dünyasının taahhüt zihniyetinden, karbonsuzlaştırma stratejilerinin operasyonlarının tamamında uygulandığı bir eylem planına geçmesi gerektiğini ifade etti.
Bu rapor, şirketlerin iklimle mücadelede daha etkili, şeffaf ve taahhüt sahibi olmaları için çağrıda bulunuyor. Ancak, iklim değişikliği ile mücadelede gerçek bir dönüşüm için daha fazla çaba gerektiği de unutulmamalıdır.