Medipol Mega Üniversite Hastanesi‘nin deneyimli Üroloji Bölümü doktorlarından Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yücel Boz, böbrek taşlarının oluşum sürecine ve bu sağlık sorununun yaygınlığına dikkat çekti. Dr. Boz, “Her 10 kişiden biri hayatı boyunca en az bir kez böbrek taşıyla karşılaşabilir,” diyerek bu konuda önemli bilgiler paylaştı.
Dr. Boz açıklamasında, böbrek taşlarının, vücut fonksiyonları sırasında kandan uzaklaştırılan atık ürünlerden oluştuğunu belirtti. Kanın temizlenmesi sürecinde, mineral ve tuzların birikimi sonucu farklı tiplerde böbrek taşları oluşabiliyor. En yaygın rastlanan taş türleri; kalsiyum taşları, ürik asit taşları, enfeksiyon taşları ve sistin taşlarıdır. Dr. Boz, taşların oluşumu ve görülme sıklığının coğrafi, iklimsel, etnik, beslenme ve genetik faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterdiğini ifade etti.
Böbrek Taşlarının Erken Belirtileri ve Risk Faktörleri
Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yücel Boz tarafından belirtilen erken belirtilere göre, böbrek taşları genellikle belirti vermeden gelişir, ancak üreter adı verilen böbrekler ile idrar torbası arasındaki kanalda hareket ettiklerinde belirti verirler. En belirgin belirtiler arasında sırt, kaburga altı, alt karın ve kasık bölgelerinde şiddetli ağrı bulunur. Ağrı dışında idrarda yanma, kan görülmesi, sık idrara çıkma ve mide bulantısı gibi belirtiler de taşın varlığına işaret edebilir.
Risk faktörlerine değinen Dr. Boz, “Özellikle çocuk ve genç yaşta böbrek taşı oluşan kişilerde bu durum tekrarlayabilir,” diyerek aile öyküsü, yetersiz su tüketimi, yüksek sıcaklıkta çalışma gibi faktörlerin böbrek taşlarının oluşumunda etkili olduğunu vurguladı. Ayrıca, yüksek protein, sodyum veya şeker içeren düşük lifli diyetlerin de taş oluşum riskini artırdığına dikkat çekti.
Modern Tedavi Yöntemleri ve Önleyici Öneriler
Dr. Boz‘un belirttiği üzere, modern tıp, böbrek taşlarının tanı ve tedavisinde çeşitli yöntemler sunuyor. Bunlar arasında Bilgisayarlı Tomografi (BT), Ultrasonografi, Düz Üriner Sistem Grafisi ve İntravenöz Piyelografi gibi görüntüleme teknikleri bulunuyor. Taşın boyutu, sayısı ve yeri gibi faktörlere bağlı olarak farklı tedavi metodları tercih edilir.
Tedavi yöntemleri arasında Vücut Dışından Şok Dalga Taş Tedavisi (ESWL), Üreteroskopi (Retrograd İntrarenal Cerrahi-RİRC) ve Perkütan Nefrolitotomi (PNL) ameliyatı sayılabilir. Bu yöntemler, taşların büyüklüğüne ve yerleşim yerine göre uygulanır ve genellikle hastaların hızla normal yaşamlarına dönmelerini sağlar.
Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yücel Boz, günlük tuz tüketiminin azaltılmasının ve yeterli miktarda su tüketiminin böbrek taşlarından korunma açısından önemini vurgulayarak, “İdrar renginin berrak olması, yeterli su tüketildiğinin bir göstergesidir,” dedi. Ayrıca, kalsiyum oksalat taşları için özel diyet önerilerinde bulundu ve aşırı hayvansal protein tüketiminin sınırlanması gerektiğini belirtti.