Son yıllarda depresyon vakalarının artış gösterdiği belirtilirken, uzmanlar bu durumun sadece bireylerin ruh halini değil, iş gücü kaybı ve fiziksel sağlık sorunları gibi geniş çaplı etkileri olduğunu vurguluyor. Medical Park Ordu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Dilek Günaydın, depresyonun bir zayıflık olmadığını belirterek, bu durumun erken teşhis ve tedavi edilmesi gerektiğini ifade etti.
“2 haftadan uzun sürüyorsa dikkat”
Depresyonun, bireyin duygu durumunu, düşüncelerini ve davranışlarını uzun süreli olarak etkileyen ciddi bir ruh sağlığı problemi olduğunu belirten Uzm. Dr. Günaydın, hastalığın günlük yaşam aktivitelerini zorlaştırdığını söyledi. “Bireyin motivasyon kaybı, ilgi azalması, umutsuzluk ve enerji düşüklüğü gibi belirtiler göstermesi halinde, özellikle bu şikayetler iki haftadan uzun süredir devam ediyorsa, bir uzmana danışması gerekmektedir” dedi.
“Uzun süren şikayetler dikkate alınmalı”
Depresyon belirtilerinin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini belirten Uzm. Dr. Günaydın, bu rahatsızlığın en yaygın semptomlarını şöyle sıraladı: “Sürekli üzüntü, boşluk hissi, umutsuzluk, günlük aktivitelere karşı ilgi kaybı, uyku bozuklukları, enerji düşüklüğü ve dikkat dağınıklığı gibi belirtiler depresyonun göstergesi olabilir. Ayrıca iştah değişiklikleri, kendini değersiz hissetme ve intihar düşünceleri gibi durumlar da görülebilir. Bu tür belirtilerin uzun süre devam etmesi durumunda profesyonel destek alınması gerekir” ifadelerini kullandı.
Depresyonun Nedenleri ve Risk Faktörleri
Depresyonun tek bir nedene bağlı gelişmediğini belirten Uzm. Dr. Günaydın, hastalığın biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabileceğini ifade etti. “Biyolojik nedenler arasında genetik yatkınlık, beyin kimyasallarındaki dengesizlik ve hormon değişimleri yer almaktadır. Özellikle doğum sonrası, menopoz dönemi veya tiroid bozuklukları bu süreci tetikleyebilir. Psikolojik olarak ise çocukluk travmaları, istismar, düşük benlik saygısı, olumsuz düşünce yapıları ve kronik stres depresyon riskini artırmaktadır. Çevresel faktörler arasında ekonomik sıkıntılar, sosyal izolasyon, madde bağımlılığı ve mevsimsel değişiklikler sayılabilir” diye konuştu.
“Tedavi edilebilir bir hastalıktır”
Depresyonun tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Dr. Dilek Günaydın, tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. “Psikoterapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri depresyonun tedavisinde en etkili yöntemlerdir” diyerek, bu süreçte uygulanabilecek yaklaşımları şöyle sıraladı:
- Psikoterapi: “Bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi yöntemlerle bireyin olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmesi sağlanabilir.”
- İlaç tedavisi: “Antidepresan ilaçlar, beyin kimyasallarındaki dengesizliği düzenleyerek semptomların hafiflemesine yardımcı olabilir. Ancak ilaç tedavisinin doktor gözetiminde uygulanması gerekmektedir.”
- Yaşam tarzı değişiklikleri: “Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, sosyal ilişkileri güçlendirme, uyku düzenine dikkat etme gibi alışkanlıklar depresyon tedavisinde önemli rol oynar.”
“Kendi kendine mücadele yerine profesyonel destek alınmalı”
Depresyonun bir zayıflık olmadığını vurgulayan Uzm. Dr. Dilek Günaydın, bireylerin hastalıkla kendi başlarına mücadele etmeye çalışmak yerine, uzman desteği almaları gerektiğini belirtti. “Erken tanı ve müdahale hayati önem taşır. Bu nedenle depresyon belirtileri yaşayan bireylerin kendilerini suçlamadan bir uzmana başvurmaları gerekmektedir. Tedavi edilmediğinde hayatı olumsuz etkileyebilir, ancak doğru destekle kontrol altına alınabilir” dedi.