İstanbul Atlas Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Betül Demirbaş, 4 Mart Dünya Obezite Günü kapsamında yaptığı açıklamada, obeziteyle mücadelede yanlış alışkanlıkların bırakılması gerektiğini belirtti. Demirbaş, sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için düzenli beslenme alışkanlıklarının kazanılması ve fiziksel aktivitenin hayatın bir parçası haline getirilmesi gerektiğini vurguladı. Yanlış diyet uygulamaları, dengesiz beslenme ve hareketsizlik gibi faktörlerin obeziteyi tetiklediğini belirten Demirbaş, bu hatalı alışkanlıkların bilinçli tercihlerle değiştirilebileceğini ifade etti.
Obezite Sadece Kilo Fazlalığı Değil
Obezitenin yalnızca estetik bir kaygı olmadığını belirten Dr. Ayşe Betül Demirbaş, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) tanımına göre bunun, bireyin sağlığını olumsuz etkileyebilecek anormal veya aşırı yağ birikimi olduğunu söyledi. Ancak obeziteyi yalnızca kilo artışı olarak değerlendirmenin eksik bir bakış açısı olduğunu belirten Demirbaş, bu durumun metabolik, psikolojik ve sosyal etkileri de beraberinde getirdiğini ifade etti. Obeziteye bağlı olarak gelişebilecek rahatsızlıklar arasında tip 2 diyabet, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları, inme ve bazı kanser türlerinin bulunduğunu aktardı.
Fiziksel sağlık üzerindeki etkilerinin yanı sıra obezitenin, bireylerde sosyal izolasyona ve psikolojik sorunlara da neden olabileceğini belirten Demirbaş, özellikle depresyon, anksiyete ve düşük benlik saygısının obez bireylerde daha sık görüldüğünü ifade etti. Ayrıca, hareketsiz yaşam tarzının kas-iskelet sistemi üzerinde de olumsuz etkiler yarattığını, kemik ve eklem hastalıkları, solunum problemleri ve uyku apnesi gibi rahatsızlıklara zemin hazırladığını belirtti.
Sağlıklı Yaşam İçin Alışkanlıklar Değiştirilmeli
Obeziteyle mücadelede temel unsurun yaşam tarzı değişikliği olduğunu vurgulayan Demirbaş, sadece diyet yapmanın uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm sunmadığını belirtti. “Yeterli ve dengeli beslenmenin yanında düzenli olarak yapılan fiziksel aktivite ideal vücut ağırlığına ulaşılmasında, obezitenin ve obeziteye eşlik eden hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde en etkili yaklaşımdır” diyen Demirbaş, sağlıklı bir yaşam tarzının sadece kilo kaybı için değil, genel sağlık ve yaşam kalitesi için de gerekli olduğunu ifade etti.
Özellikle günlük hayatta farkında olmadan yapılan bazı hatalı alışkanlıkların obeziteye davetiye çıkardığını belirten Demirbaş, düzensiz öğünler, fast food tüketimi, şekerli içeceklerin aşırı tüketimi, uzun süre hareketsiz kalma, psikolojik faktörlere bağlı aşırı yeme ve sosyal medyada güvenilir olmayan kişilerin önerilerine dayanarak uygulanan diyetlerin ciddi sağlık riskleri doğurabileceğini söyledi. Beslenme konusunda mutlaka alanında uzman kişilere danışılması gerektiğini vurgulayan Demirbaş, bireylerin bilinçli tercihler yaparak sağlıklı yaşam alışkanlıklarını hayatlarına dahil etmelerinin önemine dikkat çekti.
Obeziteyle Mücadelede Toplumsal Katkı Önemli
Obezitenin yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğuna değinen Dr. Ayşe Betül Demirbaş, bu konuda hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önlemler alınması gerektiğini belirtti. Bireysel olarak sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması, düzenli fiziksel aktivitenin hayatın bir parçası haline getirilmesi, uyku düzenine dikkat edilmesi ve stresin kontrol altında tutulmasının önemine değindi.
Toplumsal açıdan ise sağlıklı beslenme bilincinin artırılması, fiziksel aktiviteyi teşvik eden politikaların hayata geçirilmesi ve sağlıklı gıdalara erişimin kolaylaştırılması gibi adımların kritik rol oynadığını ifade etti. “Obezite, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorundur. Sağlıklı bir yaşam için bilinçlenmek ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını hayatımıza dahil etmek, obeziteyle mücadelede en etkili adımlardan biri olacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.