Başkent Üniversitesi‘nde görevli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasemin Özkale, çocukların ilk iki yaşındaki beslenme alışkanlıklarının önemine dikkat çekerek, bu dönemde sağlıklı beslenmenin sağlanamamasının ağır ve geri dönüşümsüz sonuçlara yol açabileceğini vurguladı. Çocuklarda beslenme sorunlarının, fiziksel ve sosyal gelişim üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirten Özkale, sağlıklı beslenmenin çocukların sağlıklı gelişiminde kritik bir rol oynadığını ifade etti.
Özkale, “Çocuğun ilk 2 yaşta sağlıklı büyümesini sağlayamazsanız sonuçları ağır olur” diyerek, çocukluk çağında, özellikle de ilk iki yaşta beslenmenin geleceğe yapılan bir yatırım olduğunu ve bu dönemin önemine işaret etti. Bu dönemde çocukların hızlı motor ve bilişsel fonksiyonlar kazandığını, bağırsak mikrobiyotasının oluştuğunu ve metabolik programlamanın tamamlandığını belirten Özkale, sağlıklı toplumların temelini oluşturan bu dönemin, tatların öğrenildiği ve sağlıklı yeme alışkanlıklarının kazanıldığı bir süreç olduğunu dile getirdi.
Beyin gelişiminin yüzde 75’inin ilk iki yaşta tamamlandığına dikkat çeken Doç. Dr. Yasemin Özkale, bu yaşlarda sağlıklı beslenemeyen bir çocuğun bilişsel fonksiyonlarının ve ileriki yıllardaki akademik performansının olumsuz etkileneceğini belirtti. Özkale, sağlıklı beslenmenin, bağırsak mikrobiyotasının gelişimi için de hayati önem taşıdığını, ilk kolonizasyonun yaşam boyu sürecek kolonizasyonu belirlediğini ifade etti. Anne sütünün bu süreçteki önemine vurgu yapan Özkale, altıncı aydan itibaren tamamlayıcı beslenmeye başlanması gerektiğini ve bebeklerin ayına uygun sağlıklı ek gıdalarla desteklenmesi gerektiğini belirtti.
Doç. Dr. Yasemin Özkale, sağlıklı bir mikrobiyotanın çocuğu ileriki yıllarda pek çok hastalığa karşı koruyacağını söyledi. Ayrıca, çocuk sağlığı ve izleminin sık aralıklarla yapılması, her kontrolde boy, kilo, baş çevresi gibi ölçümlerin kaydedilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bir çocuğun sağlıklı olduğunun en iyi göstergesi büyümesinin normal olmasıdır” dedi. Bu açıklamalar, çocukların ilk iki yılını sağlıklı geçirmelerinin, uzun vadede hem bireysel hem de toplumsal sağlık için ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.