Çocukluk çağı kanserleri, erken teşhisle önemli ölçüde tedavi başarısı sağlayabiliyor. Konuyla ilgili olarak Bursa Şehir Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Elif Güler Kazancı, çocukluk dönemi kanserlerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kazancı, çocukluk çağında görülen kanserlerin yetişkinlere kıyasla farklı biyolojik özelliklere sahip olduğunu belirterek, “En yaygın çocukluk çağı kanserleri lösemi, lenfoma ve beyin tümörleridir. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 400 bin çocuk, ülkemizde ise 4 bin 500 ila 5 bin çocuk kanser tanısı almaktadır. Erken tanı ve etkili tedavi yöntemleri, birçok çocuğun sağlığına kavuşmasına imkan tanır” ifadelerini kullandı.
Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Elif Güler Kazancı,, 15 Şubat Uluslararası Çocukluk Kanseri Günü kapsamında, çocukluk çağı kanserlerinin belirtilerinin değişkenlik gösterebileceğini vurguladı. Kazancı, “Nedeni açıklanamayan kilo kaybı, sürekli yorgunluk veya halsizlik, kolay morarma veya kanamalar, geçmeyen ateş, kemik ve eklem ağrısı, gözlerde beyaz lekeler, çift görme veya görme kaybı, karında şişlik veya kitle hissi gibi belirtiler dikkatle izlenmelidir. Bu belirtiler farklı hastalıkların göstergesi olabileceği gibi, uzun süre devam etmesi durumunda mutlaka bir doktora başvurulmalıdır” şeklinde konuştu.
Kazancı, çocukluk çağı kanserlerinin tedavi yöntemlerine de değindi. Tedavi sürecinin kanserin türüne ve evresine göre belirlendiğini belirten Kazancı, “Yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemleri arasında kemoterapi, radyoterapi, cerrahi müdahaleler, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi yer almaktadır. Özellikle immünoterapi gibi yeni tedavi yaklaşımları son yıllarda önemli başarılar sağlamaktadır. Ancak en kritik nokta, tedaviye zamanında başlanmasıdır. Erken teşhis, başarı oranlarını önemli ölçüde artırır” dedi.
Çocukluk çağı kanserlerinin tam anlamıyla önlenemeyeceğini ancak bazı önlemlerle erken tanı şansının artırılabileceğini ifade eden Kazancı, “Çocukluk çağı kanserleri genellikle genetik faktörler ve bilinmeyen nedenlerle ilişkilidir. Ancak, dengeli beslenme, sigara dumanından uzak durma, çevresel toksinlerden kaçınma ve düzenli sağlık kontrolleri erken tanı açısından kritik öneme sahiptir” açıklamasında bulundu. Kazancı, erken teşhisin yalnızca tedavi başarısını artırmakla kalmadığını, aynı zamanda daha az invaziv tedavi yöntemleri uygulanmasına da imkan sağladığını belirtti.
Kanserle mücadelede psikolojik desteğin önemine de dikkat çeken Kazancı, “Bir çocukta kanser tanısı almak, sadece çocuğu değil tüm aileyi etkileyen zorlu bir süreçtir. Bu nedenle, psikolojik destek hem çocuk hem de aile bireyleri için kritik önemdedir. Ailelerin, tedavi sürecini sağlık ekipleriyle birlikte yürütmeleri ve süreç hakkında açık iletişimde bulunmaları önemlidir. Ayrıca, benzer süreçleri yaşamış ailelerle bir araya gelmek, dayanışma sağlayarak duygusal destek sunabilir” ifadelerini kullandı.
Son olarak ailelere önemli tavsiyelerde bulunan Kazancı, “Çocuğunuzda sağlıkla ilgili herhangi bir değişiklik fark ettiğinizde vakit kaybetmeden bir uzmana başvurun. Tedavi sürecinde sağlık ekibiyle sürekli iletişimde olun, süreç hakkında bilgi edinmekten çekinmeyin. Ayrıca, çocuğunuzun moralini yüksek tutmaya özen gösterin. Diğer ailelerle dayanışma içinde olmak, hem size hem de çocuğunuza güç verebilir” dedi.
Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Elif Güler Kazancı,, 15 Şubat Uluslararası Çocukluk Kanseri Günü’nün amacının çocukluk çağı kanserlerine yönelik farkındalığı artırmak, toplumda bilinç oluşturmak ve bu süreçte mücadele eden çocuklara, ailelerine ve sağlık çalışanlarına destek olmayı teşvik etmek olduğunu vurguladı.