İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Nasım Behkamı, bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla birlikte ortaya çıkabilen zona (Herpes Zoster) hastalığı hakkında bilgi verdi. 50 yaş üzeri bireylerin daha yüksek risk grubunda olduğunu belirten Dr. Behkamı, ayrıca diyabet, organ nakli, kanser tedavisi gibi bağışıklık sistemini baskılayan durumların da zonayı tetikleyebileceğini vurguladı.
Bağışıklık sisteminin baskılanması zonaya yol açabilir
Zona, çocukluk döneminde geçirilen suçiçeği hastalığına neden olan varicella-zoster virüsünün yeniden aktive olmasıyla gelişen bir hastalık. Bu virüs, sinir hücrelerinde uyur halde kalır ve bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda tekrar harekete geçebilir. Dermatoloji Uzmanı Dr. Nasım Behkamı, hastalığın ortaya çıkmasında en yaygın nedenleri şöyle sıraladı:
- Bağışıklık sistemi zayıflığı: Kanser tedavisi, organ nakli gibi durumlar bağışıklığı baskılayarak virüsün aktif hale gelmesine neden olabilir.
- Stres: Aşırı stres, vücudun savunma mekanizmalarını zayıflatabilir.
- Yaşlanma: 50 yaş üzerindeki bireylerde zona riski daha yüksektir.
- Kronik hastalıklar: Diyabet ve benzeri bağışıklık sistemi hastalıkları, zona gelişimini kolaylaştırabilir.
Hastalığın belirtileri kişiden kişiye değişebilir
Zona, genellikle ciltte döküntü ve ağrı ile kendini gösterir. Ancak bazı bireylerde semptomlar farklı seyredebilir. Dr. Behkamı, en sık görülen belirtileri şu şekilde aktardı:
- Ciltte döküntü: Vücudun tek tarafında, sinirlerin izlediği hat boyunca kabarcıklı lezyonlar oluşur.
- Ağrı: Yanma, batma veya zonklama şeklinde hissedilen ağrılar hastalığın temel özelliklerinden biridir.
- Kaşıntı ve hassasiyet: Döküntü bölgesinde yoğun rahatsızlık hissi görülebilir.
- Genel halsizlik: Bazı bireylerde yorgunluk, baş ağrısı ve hafif ateş gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler daha yüksek risk altında
Zonanın belirli risk gruplarında daha sık görüldüğüne dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Dr. Nasım Behkamı, hastalığa yatkınlığı artıran grupları şöyle sıraladı:
- 50 yaş üzerindeki bireyler: Yaş ilerledikçe bağışıklık sistemi zayıfladığı için bu grup daha yüksek risk taşır.
- Bağışıklık sistemi zayıflamış bireyler: Kanser tedavisi görenler, organ nakli geçirenler, bağışıklık sistemleri baskılandığı için daha hassastır.
- Kronik hastalığı olanlar: Diyabet gibi bağışıklık sistemini etkileyen hastalıklar, zona riskini artırabilir.
- Yoğun stres altında olanlar: Aşırı stres, vücut savunmasını olumsuz etkileyerek virüsün aktif hale gelmesine neden olabilir.
Tedavi erken başladığında etkili sonuç veriyor
Zona tedavisinde erken müdahalenin önemine vurgu yapan Dermatoloji Uzmanı Dr. Nasım Behkamı, ilk 72 saat içinde başlanacak tedavinin hastalığın seyrini hafifletebileceğini belirtti. Tedavi süreciyle ilgili şu bilgileri paylaştı:
- Antiviral ilaçlar, hastalığın süresini ve şiddetini azaltabilir.
- Ağrı kesici ilaçlar, zonaya bağlı ağrıların kontrol altına alınmasını sağlayabilir.
- Soğuk kompres ve nemlendiriciler, ciltteki döküntüleri hafifletmeye yardımcı olabilir.
- Postherpetik nevralji tedavisi, hastalık sonrası devam eden uzun süreli ağrılar için özel yaklaşımlar gerektirebilir.
Zonadan korunmak için aşı önemli bir seçenek
Dr. Behkamı, zona aşısının özellikle 50 yaş üzerindeki bireyler için etkili bir korunma yöntemi olduğunu ifade etti. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirmek için şu önerilerde bulundu:
- Stresi yönetmek, bağışıklık sistemini destekler.
- Dengeli beslenme ve düzenli uyku, vücut direncini artırır.
- Fiziksel aktivite, genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratır.
Erken teşhis tedavi başarısını artırıyor
Zona belirtilerinin erken fark edilmesinin tedavi sürecinde önemli bir avantaj sağladığını belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Nasım Behkamı, “Hastalığın ilk belirtilerinde bir dermatoloğa başvurmak, tedavinin başarısını artırır. Koruyucu önlemleri almak ve yaşam tarzında yapılacak olumlu değişiklikler ise zonaya karşı etkili bir savunma sağlar” dedi.