Der Spiegel’in hazırladığı listede Türk edebiyatından tek eser
Almanya merkezli haftalık dergi Der Spiegel, edebiyat editörleri ve konuk jüri üyeleriyle birlikte oluşturduğu “1925/2025 Arası En İyi 100 Roman” listesinde, Zülfü Livaneli’nin kaleme aldığı Engereğin Gözü adlı romanı da listeye dahil etti. Listede toplamda 39 ülkeden 100 roman yer aldı. Jüride edebiyat araştırmacısı Eva Horn, eleştirmen Miryam Schellbach, yazar Michael Maar ve filozof Peter Sloterdijk yer aldı. Liste, Virginia Woolf, Gabriel Garcia Marquez ve José Saramago gibi dünya edebiyatının önde gelen isimlerinin eserlerine de yer verdi.
Zülfü Livaneli’nin kaleminden saray entrikaları ve vicdan hesaplaşmaları
Der Spiegel, Zülfü Livaneli için şu ifadeleri kullandı: “Türk yazar ve besteci Zülfü Livaneli, Habeşistan’dan çalınan ve küçük yaşta hadım edilen siyah bir saray kölesinin bu yıkıcı hikâyesini anlatıyor.” 1997 yılında Balkan Edebiyat Ödülü’ne layık görülen roman, daha sonra İspanyolca, Almanca, Yunanca, Korece ve Bulgarca gibi farklı dillere çevrilerek çeşitli ülkelerde yayımlandı. Eser ilk kez 1998’de İspanya’da, ardından 2000’de İsviçre ve Yunanistan’da okurla buluştu. 2001 yılında Kore, 2006’da ise Bulgaristan yayınları arasında yer aldı.

Engereğin Gözü’nde bir kölenin gözünden Osmanlı Sarayı
Eserde, 17. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu‘nun iç dünyasına bir harem ağasının gözünden bakılıyor. Ana karakterlerden biri olan Habeş Süleyman, Etiyopya çöllerinde yakalanarak İstanbul’a getirilir, yolda hadım edilir ve sarayda görev alır. Haremde hızla yükselerek önemli konumlara gelen Süleyman’ın hayatı, sadece kendisiyle değil, aynı zamanda saray içindeki güç mücadeleleriyle de şekillenir. Bir yandan Valide Sultan’ın entrikaları, diğer yandan tahttan indirilen bir padişahın ölümle yaşam arasında sıkışmış hali romanın temel yapısını oluşturur. Romanın bir diğer dikkat çekici karakteri ise genç yaşta tahtı elinden alınan bir Osmanlı Sultanı’dır. İktidar hırsı, sadakat, vicdan ve saray içi çatışmalar, karakterlerin iç dünyalarıyla birlikte işlenir.
Bir tarihçinin gözünden geçmişe açılan kapı
Eserde olaylar sadece karakterlerin anlatımıyla değil, İstanbul’a araştırma yapmak için gelen bir Alman tarihçi aracılığıyla da aktarılır. İstanbul Üniversitesi arşivinde el yazması belgeler bulan tarihçi, belgelerin sahibinin bir harem ağası olduğunu keşfeder. Bu belgeler aracılığıyla Habeş Süleyman’ın hayatı ve Osmanlı Sarayı’nın gizli kalmış yönleri gün yüzüne çıkar. Süleyman’ın geçmişiyle yüzleşmesi, sadakatiyle iktidar arasındaki gerilim, okuyucuyu sarayın duvarları arasında dolaştırır.
Engereğin Gözü, tarihsel gerçeklik ve psikolojik derinliği harmanlayan yapısıyla hem bireysel hem de toplumsal ikilemleri sorgulayan bir anlatı sunuyor. Zülfü Livaneli, bu romanıyla sadece edebî bir başarıya değil, uluslararası çapta bir tanınırlığa da imza atmış oldu.