Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Capital’e verdiği röportajda grubun geleceğine ilişkin net mesajlar verdi.
Avrupa pazarındaki toparlanma beklentisi yatırımların seyrini etkileyecek
Yaklaşık 50 yıllık iş hayatında önemli deneyimler edinen Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Capital Dergisi’nden Özlem Aydın Ayvacı’ya verdiği röportajda krizler, küresel riskler, teknolojik dönüşümler ve kurumsal kültür üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Grubun gelecek planlarını da paylaşan Eczacıbaşı, son üç yılda yaşanan küresel gelişmelerin iş dünyasına önemli dersler verdiğini vurgularken, özellikle Avrupa pazarındaki siyasi kırılganlıkların azalmasını ve ekonomik talepte beklenen toparlanmanın yatırımların geri dönüşünde belirleyici olacağını ifade etti.
“Krizlerle mücadele bize çok şey öğretti”
Son yılların farklı kriz türleriyle geçen bir dönem olduğuna değinen Bülent Eczacıbaşı, yaşananların sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirdiğini belirtti. Pandemiden iklim krizine, ekonomik dalgalanmalardan jeopolitik risklere kadar uzanan geniş yelpazedeki gelişmelerin, şirketlerin dayanıklılığını test ettiğini dile getirdi. Bu dönemi, “krizlerle mücadelede yüksek lisans eğitimi” gibi değerlendiren Eczacıbaşı, şirketlerin önlem alırken aynı zamanda fırsatları gözden kaçırmamalarının da önemli olduğunu hatırlattı.
Verimlilik ve dijitalleşme uzun vadede belirleyici olacak
2022-2024 yılları arasında grubun yoğun yatırım yaptığına dikkat çeken Eczacıbaşı, bundan sonraki süreçte bu yatırımların verimliliğini artırmaya odaklanacaklarını söyledi. Grubun 2024 yılı toplam satışlarının yüzde 36’sının Avrupa pazarına yönlendiğini hatırlatarak, bu bölgedeki ekonomik toparlanmanın zamanlamasının önemli olduğunu aktardı. Almanya ve Fransa gibi büyük ekonomilerde planlanan yapısal dönüşümlerin, Avrupa Birliği çapında rekabetçiliği destekleyeceğini düşündüklerini belirtti.
Türkiye’de ise öncelikli hedefin, gerileyen enflasyonun hızla tek haneli rakamlara düşürülmesi olduğunu belirten Eczacıbaşı, bu hedefe ulaşmanın iç piyasa üzerindeki baskıyı hafifleteceğini ve üretim maliyetlerini daha öngörülebilir hale getireceğini ifade etti. Grubun üretim ve operasyonel giderlerinin yüzde 92’sinin yerli kaynaklardan oluştuğuna da dikkat çeken Eczacıbaşı, ülke içindeki yatırım ikliminin ve rekabet düzeyinin, büyüme planları açısından kritik rol oynadığını vurguladı.
Eleştirel düşünce ve özgür ifade kurumsal kültürün parçası olmalı
Söyleşide kurum içi iletişim ve kültür konularına da değinen Eczacıbaşı, eleştirel düşüncenin ve açık fikir beyanının şirketlerde gelişmemesinin altında yatan nedenlere değindi. Özellikle iş güvencesi kaygısının, farklı görüşlerin ifade edilmesinde çalışanlar açısından caydırıcı olabildiğini belirtti. Türkiye’deki geleneksel yönetim anlayışının, katı hiyerarşiler ve merkezi karar alma yapıları nedeniyle bu durumu daha da pekiştirdiğini ifade eden Eczacıbaşı, “Çalışan katılımını teşvik eden, açık iletişime dayalı bir yönetim anlayışı kurumsal gelişimin temelidir” dedi.
Yurt dışı gelirlerini artırma hedefi
Eczacıbaşı Holding’in 2024 yılında elde ettiği toplam gelirlerin yüzde 54’ünün yurt dışı kaynaklı olduğunu belirten Bülent Eczacıbaşı, bu oranın artması gerektiğine dikkat çekti. Bazı iştiraklerinin ihracat konusunda daha güçlü pozisyonda olduğunu, ancak iç pazara bağımlı şirketlerin ihracat potansiyelini geliştirmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca markaların yurt dışında tanınma düzeyinin artırılmasının da uzun vadeli hedefler arasında yer aldığını belirtti.
Paydaş kapitalizmi üzerine görüşler
Geleneksel hissedar odaklı yapıların yarattığı gelir uçurumları ve sürdürülemezlik sorunlarına dikkat çeken Eczacıbaşı, şirketlerin yalnızca yatırımcılarına değil, çalışanlar, tedarikçiler ve çevre dahil tüm paydaşlara karşı sorumluluğunun bulunduğunu belirtti. Ancak bu modelin uygulamada birçok karmaşık süreci de beraberinde getirdiğini, örneğin yönetim ve hesap verme mekanizmalarının yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade etti.
Beş yıl sonrası için vizyon: Küresel ölçekte tanınan güçlü bir yapı
Beş yıl sonrasına ilişkin vizyonunu da paylaşan Bülent Eczacıbaşı, grup şirketlerinin faaliyet gösterdikleri alanlarda teknoloji ve inovasyon açısından lider konumda olmalarını ve küresel çapta daha görünür bir topluluk haline gelmelerini hedeflediklerini söyledi. “Gerçek anlamda küresel markalar oluşturmak istiyoruz” diyen Eczacıbaşı, bu hedef için pazar çeşitliliğini artırmanın ve markaların uluslararası tanınırlığını güçlendirmenin şart olduğunu vurguladı.