Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, üniversitelerin 3. ve 4. sınıflarında okuyan kız öğrencilerin katılımıyla gerçekleşecek olan projenin 18 aylık online bir eğitim dönemini kapsayacağını ve 210 genç kadına ulaşılacağını belirtti.
Boyner Grup, 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı. Şirketten yapılan açıklamaya göre, raporda toplumsal etki, çevresel etki, işyerinde demokrasi, inovasyon, değer zinciri ve paydaş katılımı alanlarında yürütülen çalışmalar detaylı bir şekilde aktarıldı. Bu kapsamda Sürdürülebilir İyilik Modeli’ne vurgu yapılırken, UNDP işbirliğiyle Türkiye’nin sürdürülebilir geleceğine yön verecek kadın liderleri yetiştirmek amacıyla önemli adımlar atıldığı belirtildi.
Boyner Grup, dünya, çevre ve toplum için sürdürülebilir bir gelecek yaratmak amacıyla yatırımlarına devam ederken, öncelikli olarak toplumsal cinsiyet eşitliğine odaklanıyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Ümit Boyner, tüm iş yapış biçimlerini Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda hayata geçirdiklerini ve 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 9’unda faaliyet gösterdiklerini ifade etti. Boyner, özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki net yaklaşımlarını istikrarla sürdürdüklerini ve eşitliği sağlamayı bir kadın meselesi değil, demokrasi meselesi olarak gördüklerini belirtti.
Boyner, 2009’dan bu yana cesur ve ses getiren, kadınları iş ve sosyal yaşamın merkezine çeken çalışmalarına bir yenisini eklediklerini ifade ederek, “UNDP işbirliğiyle hayata geçirecekleri SHE LAB -Genç Kadınlar için Sürdürülebilirlik Laboratuvarı projesiyle kadın liderler yetiştirmek için yola çıktık. Sürdürülebilirlik konusu henüz şirketler nezdinde dahi tam anlaşılmamışken, üniversitelerin 3. ve 4. sınıflarında okuyan kız öğrencilerin katılımıyla gerçekleşecek olan proje 18 aylık online bir eğitim dönemini kapsayacak ve 210 genç kadına ulaşılacak” dedi. Boyner, SHE LAB projesinin sürdürülebilirlik alanında çalışacak kadın profesyonellerin yetiştirilmesi ve bu alanda eğitim programlarının geliştirilmesi için öncü bir çalışma olacağını vurgulayarak, entegre düşünme becerilerine sahip ve yapay zeka sistemleriyle birlikte çalışabilme kapasitesine sahip kadın profesyonellerin yetiştirilmesinin erkek egemen bir çalışma sisteminin üzerindeki cam tavanlarını da kıracağını ifade etti.
Bir diğer hedeflerinin SHE LAB’i Türkiye’de en iyi şekilde hayata geçirip, projenin yetkinliğini ve etkisini kanıtlamak olduğunu belirten Boyner, “Ardından da SHE LAB’i bir model haline getirerek UNDP‘nin aktif olduğu ülkelerde yaygınlaştırılması olacak. Çünkü hiçbir zaman sadece finansal bir destek sağlayalım misyonuyla hareket etmedik. Odağımız her zaman finansal destek sağlamanın yanında, değişimin ve dönüşümün bir parçası olarak ele aldığımız toplumsal sorunun çözümünde de aktif rol almak” dedi.
Boyner Grup İcra Kurulu Üyesi, Strateji ve İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Elif Ateşok Şatıroğlu da sürdürülebilirlik çalışmalarının tamamında ‘iş yerinde demokrasi’ ilkesini ele aldıklarını belirterek, her gün binlerce kişiye dokunan bir marka olarak müşteri mutluluğunu esas almanın önemli olduğunu, ancak sorumluluk duygusuyla çalışmanın daha da önemli olduğunu aktardı. Boyner Grup olarak, eşitliği çalışma ilkelerine yerleştirdiklerini ve toplumsal cinsiyet eşitliğini odağa aldıklarını vurgulayan Şatıroğlu, Türkiye’de kadın çalışan oranı yüzde 47, icra kurulundaki kadın oranı yüzde 60 olan tek şirket olduklarını belirtti. Fırsat eşitliği, eşit işe eşit ücret ve yönetim kurullarında kadın yöneticilerin varlığı gibi konularda adımlar attıklarını belirten Şatıroğlu, “Seninle Tamam, Biriz Birlikteyiz, İyi İşler projelerimizle kadın girişimcileri ve çalışanları desteklerken, Buluşum gibi projelerimizle gençlerimizin yanındayız. Tüm bu faaliyetlerimizle sadece kurum içinde değil, değer zincirinin tamamında uygulamaya devam edeceğiz” dedi.
Boyner Grup CFO ve İcra Kurulu Üyesi Özgür Tokgöz Altun ise Boyner Grup’un şirketleri ve tüm çalışanlarıyla sürdürülebilir iyilik peşinde olduklarını belirterek, “Boyner Grup olarak Sürdürülebilirliği tüm şirketlerimizin faaliyetlerinde temel bir değer olarak görüyoruz. Sürdürülebilirlik artık sadece yeşil yatırımlar, çevre veya sosyal alanlarla sınırlı değil. Bu yüzden çalışmalarımıza iç ve dış paydaşlarımızı da dahil ederek döngüsel bir ekonomi sistemi etrafında şekillendiriyoruz. Çevresel, sosyal ve yönetişimsel (ESG) faktörlerin öneminin arttığı bir dönemde, finansal başarımızı sadece bilanço rakamlarıyla sınırlı tutmayarak, ESG’nin merkezine güçlü finansmanı konumlandırıyoruz” açıklamasında bulundu.