Ömer Zülfü Livanelioğlu, 20 Haziran 1946 tarihinde dünyaya gelmiştir. Türk kimliğiyle tanınan Livaneli, çok yönlü bir kişilik olarak; yazar, şair, besteci, politikacı ve insan hakları savunucusu kimlikleriyle öne çıkmıştır. Hayatının farklı dönemlerinde hem sanat hem de siyaset alanında aktif rol oynamıştır.
1971’deki Türk askeri muhtırası sürecinde siyasi görüşleri nedeniyle defalarca tutuklanan Livaneli, 1972 yılında Türkiye‘yi terk ederek Stockholm, Paris, Atina ve New York gibi şehirlerde sürgün hayatı yaşamıştır. Bu dönemde Elia Kazan, Arthur Miller, James Baldwin ve Peter Ustinov gibi önemli isimlerle tanışmış, sanatsal ve entelektüel anlamda yoğun ilişkiler geliştirmiştir. 1984’te Türkiye‘ye dönmüştür.
Sanat alanındaki çalışmaları UNESCO tarafından da tanınmış; 1995 yılında bu kurum tarafından İyi Niyet Elçisi olarak atanmıştır. Ancak 2016’da, Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde yaşanan tahribatı protesto etmek amacıyla bu görevinden istifa etmiştir. Ayrıca Avrupa Konseyi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği yapmıştır.
Zülfü Livaneli’nin ailesi Gürcü kökenlidir. Babası bir dönem Yargıtay Başkanlığı görevinde bulunmuştur. Beş kardeşten biri olan Livaneli, annesini henüz 20 yaşındayken kaybetmiştir. Eşi Ülker Livaneli çevirmenlik yapmakta, kızları Aylin Livaneli ise sanat ve medya dünyasında yer almaktadır. 2020 yılında eşiyle birlikte New York ziyaretleri sırasında COVID-19 virüsüne yakalanmış ve tedavi sonrası sağlığına kavuşmuştur.
Müzik kariyerine “Ozanoglu” takma adıyla başlayan Livaneli, daha sonra gerçek ismini kullanmaya başlamış ve ilk dönem eserlerinde Nâzım Hikmet şiirlerini bestelemiştir. 300’ün üzerinde şarkıya, senfonik eserlere, bale müziklerine ve 30’dan fazla film müziğine imza atmıştır. Joan Baez, Maria Farantouri, Haris Alexiou, Udo Lindenberg gibi uluslararası sanatçılarla işbirlikleri olmuştur. Ayrıca 2010’da U2 grubunun İstanbul konserinde Bono ile birlikte sahne almıştır.
Siyasi kariyerinde 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmuş, 2002’de ise Cumhuriyet Halk Partisi listesinden milletvekili seçilmiştir. Ancak 2005’te partinin yapısını eleştirerek istifa etmiş ve dönem sonuna kadar bağımsız milletvekili olarak görev yapmıştır. Özellikle Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi üzerine sunduğu değişiklik teklifiyle, “Türklük” kavramı yerine “Türk Milleti” tanımının kullanılmasını önermiştir.
Yazarlık alanında da aktif olan Livaneli, romanlarında tarihi olayları ve sosyal meseleleri iç içe işler. Mutluluk, Leyla’nın Evi, Serenad, Kardeşimin Hikayesi gibi romanları onlarca dile çevrilmiştir. 1997 yılında yazdığı Engereğin Gözü, farklı dillere çevrilerek uluslararası platformda da yer bulmuş ve Balkan Edebiyat Ödülü kazanmıştır.
Son olarak, Almanya merkezli haftalık dergi Der Spiegel tarafından 1925 ile 2025 yılları arasındaki en iyi 100 romanın seçildiği listede, Livaneli’nin “Engereğin Gözü” adlı romanı yer aldı. Jüri üyeleri arasında Eva Horn, Miryam Schellbach, Michael Maar ve Peter Sloterdijk gibi isimler bulundu. Eser, Virginia Woolf, Gabriel Garcia Marquez, José Saramago gibi yazarlarla birlikte anıldı.
Zülfü Livaneli, sanat ve edebiyat üretimlerine devam etmekte ve üretimleriyle farklı kuşaklara seslenmeyi sürdürmektedir.