SPK (Sermaye Piyasası Kurulu), Türkiye’de sermaye piyasasını düzenleyen ve denetleyen bağımsız bir kamu kurumudur. 1981’de kurulan Sermaye Piyasası Kurulu, tasarrufları menkul kıymetlere yönlendirerek ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmayı, sermaye piyasasını düzenli ve şeffaf bir şekilde işletmeyi ve tasarruf sahiplerinin haklarını korumayı amaçlar.
Türkiye’de sermaye piyasasının düzenleyici ve denetleyici otoritesi olan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), 1981 yılında 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile kurulmuş bir kamu kurumudur. SPK, idari ve mali özerkliğe sahip olarak, sermaye piyasasının düzenli ve şeffaf bir şekilde çalışmasını sağlamak, tasarruf sahiplerinin haklarını korumak, sermaye piyasasına güveni artırmak ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmak amacıyla faaliyet gösterir.
Kurulun temel amacı, tasarrufların menkul kıymetlere yönlendirilerek halkın ekonomik kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamaktır. Bu çerçevede, sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını temin etmek, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarını korumak, düzenlemek ve denetlemek SPK’nın sorumlulukları arasında bulunmaktadır.
SPK’nın ilk başkanı İsmail Türk’tür ve mevcut başkan İbrahim Ömer Gönül, 18 Nisan 2022 tarihinden bu yana başkanlık görevini sürdürmektedir. Başkanlar beş yıl için seçilir ve idari tasarrufla görevden alınamazlar. Kurul, Ankara Merkez ve İstanbul Temsilciliği olmak üzere iki lokasyonda faaliyet göstermekte olup, merkezinin İstanbul Finans Merkezi projesi kapsamında İstanbul’a taşınması planlanmaktadır.
Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenlemeleri, Türkiye’deki sermaye piyasası hukukunun temel kaynaklarından biridir. Bu düzenlemeler genellikle “tebliğ” şeklinde çıkarılmaktadır ve sermaye piyasasının etkin işleyişini sağlamak amacını taşır. Ayrıca, bireysel emeklilik gibi alanlarda “yönetmelik” şeklinde düzenlemeler de mevcuttur. Kurul, ekonomik koşullara uyum sağlamak ve belirli esaslara bağlamak adına İlke Kararları da yayınlamaktadır.
Sermaye Piyasası Kurulu’nun etkin görevleri, Türkiye’nin finansal istikrarını ve sermaye piyasasının sağlıklı işleyişini temin etme çabalarının önemli bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.