Şerafettin Can Atalay, 24 Mart 1976 tarihinde İstanbul’da doğmuş bir avukat, hak savunucusu ve siyasetçidir. 2023 yılında Türkiye İşçi Partisi‘nden Hatay milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seçilen Atalay, halen Marmara Cezaevi‘nde tutuklu bulunmaktadır. Çocukluğu büyük ölçüde Kadıköy‘de geçen Atalay, eğitim hayatına burada başlamış, ardından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuştur. Üniversite sonrası kısa bir dönem NTV’nin hukuk servisinde çalışmıştır.
Atalay, meslek hayatı boyunca birçok toplumsal davada gönüllü olarak yer almıştır. Soma maden faciası, Ermenek maden kazası, 2016 Adana öğrenci yurdu yangını, Çorlu tren kazası, 2020 Hendek havai fişek fabrikası patlaması gibi olaylarda hayatını kaybeden ya da yaralanan yurttaşların ailelerinin avukatlığını üstlenmiştir. Aynı zamanda ifade özgürlüğü kapsamında yargılanan gazetecilerin ve yazarların davalarında da savunma yapmıştır. Ahmet Şık’ın yazdığı ve kamuoyunda büyük tartışma yaratan “İmamın Ordusu” adlı kitabın basımı sürecinde de hukuki destek vermiştir.
Kent mücadelesi bağlamında da etkin olan Can Atalay, Validebağ Korusu, Emek Sineması ve Gezi Parkı gibi birçok kamusal alanın korunmasına yönelik girişimlerde aktif rol oynamıştır. Taksim Dayanışması içerisinde yer alarak Gezi Parkı‘na AVM yapılmasına karşı yürütülen hukuk mücadelesinde öne çıkmıştır. Bu süreçte açılan Gezi Davası‘nda yargılanmış ve 25 Nisan 2022 tarihinde “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu ceza, 28 Eylül 2023’te Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onanmıştır.
Cezaevinde bulunduğu süreçte 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan genel seçimlerde Hatay ilinden Türkiye İşçi Partisi milletvekili adayı olan Can Atalay, seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmeye hak kazanmıştır. Ancak avukatları aracılığıyla yapılan tahliye başvurusu, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından 13 Temmuz 2023’te oybirliğiyle reddedilmiştir. Bu kararın ardından yapılan itiraz da 17 Temmuz’da Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından oy çokluğuyla reddedilmiştir. Süreç, 20 Temmuz 2023’te Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılmasıyla devam etmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 25 Ekim 2023’te Can Atalay’ın “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile “kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine hükmetmiştir. Ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermiş ve daire 8 Kasım 2023’te Can Atalay hakkında kesin hüküm bulunduğuna karar vererek milletvekilliğinin sona erdiğini belirtmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir.
Can Atalay’ın yargı süreci, Türkiye’de hukuk, insan hakları ve siyasi temsil hakkı konularında devam eden tartışmaların merkezinde yer almaktadır. Seçilmiş bir milletvekili olmasına rağmen cezaevinden tahliye edilmemesi, hukuki ve siyasi çevrelerde farklı tepkilere yol açmıştır.