Anayasa Mahkemesi’nin ‘yok hükmünde’ saydığı Can Atalay kararı TBMM Genel Kurulu’nda okundu, Meclis Başkan Vekili oturumu sonlandırdı.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Gezi davası kapsamında tutuklu bulunan Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesini “yok hükmünde” sayan kararının ardından gelişmeler yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) gündemine taşındı. TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca, AYM kararını Genel Kurul’da okuyarak Meclis oturumunu kapattı. Bu hamle, hem siyasi tartışmaları yeniden alevlendirdi hem de yürütülen süreçlerle ilgili farklı değerlendirmelere neden oldu.
Kararın okunmasıyla Meclis kapatıldı
AYM, daha önce iki kez Can Atalay hakkında hak ihlali kararı vermişti. Ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve sonrasında Yargıtay, bu kararları tanımamıştı. Bu sürecin ardından, TBMM 30 Ocak 2024’te Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararına dayanarak Atalay’ın milletvekilliğini düşürmüştü. AYM ise bu kararı “yok hükmünde” saymıştı. Bu karar doğrultusunda, 16 Ağustos’ta olağanüstü toplanan Meclis’te yaşanan tartışmalar nedeniyle karar okunamamış, toplantı gergin biçimde sona ermişti. Aradan geçen süre sonunda karar, 15 Nisan 2025 tarihinde Gülizar Biçer Karaca tarafından Genel Kurul’da okundu ve oturum kapatıldı.
CHP: “Meclis Başkanı gereğini yapmalıydı”
Konuya ilişkin bir basın açıklaması yapan CHP Grup Başkan Vekili Murat Emir, Meclis’te kararın okunmasına dair süreci değerlendirdi. Emir, “Can Atalay vekildir, seçilmiştir. Şu an AYM kararındaki tanımla söylüyorum, fiilen cezaevinde tutulmaktadır, hukuken değil. TBMM başkanından (Numan Kurtulmuş) demokrasiden yana tutum almasını beklerdik,” diyerek sürecin siyasi sorumluluğuna dikkat çekti.
Emir açıklamasında, Meclis Başkan Vekili’nin tavrının anayasal olduğunu belirterek, “Meclis Başkan Vekili gündeme hakimdir ve milli iradenin hiçe sayılışını ve anayasaya aykırılığı gidermek üzere AYM kararını okutmuştur. Can Atalay şu an gelip görev yapmasını gerekir,” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, “AYM, Yargıtay’a yazıyor, Yargıtay, Meclis’e göndermiyor diye bir vekil iki yıl içeride tutulamaz. Meclis Başkan Vekili’nin tutumu anayasaya uygundur,” diyerek sürecin siyasi değil, anayasal boyutunun öne çıktığını savundu.
Sürecin geçmişi: Gergin geçen olağanüstü toplantı
Can Atalay, 25 Nisan 2022’de Gezi Parkı davası kapsamında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 2023 genel seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi (TİP)’ten milletvekili seçilen Atalay hakkında verilen AYM kararlarına rağmen yargı mercileri bu kararlara uymamış, TBMM de bu kararlara göre işlem yapmamıştı.
16 Ağustos 2024’te toplanan Meclis’te karar okunmadan önce çıkan gerginlikte, AKP Milletvekili Alpay Özalan, TİP Milletvekili Ahmet Şık’a fiziki müdahalede bulunmuş, araya giren DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise yüzünden yaralanmıştı. Şık ve Özalan’a kınama cezası verilmiş, ancak Atalay’a ilişkin karar o gün okunmamıştı.
Can Atalay: “Sayıca çoğunluk anayasayı çiğnemeye gerekçe olamaz”
Gelişmelere ilişkin daha önce açıklamalarda bulunan Can Atalay, AYM kararının açık olduğunu ifade ederek, “Anayasa Mahkemesi kararı apaçık ortadayken, başka hiçbir kurumun kararını, işlemini beklemek, önermek veya arkasına sığınmak mümkün değildir. Bu tutum TBMM’deki sayısal çoğunluğa dayanarak Anayasa’nın ve yasaların çiğnenmesi, askıya alınmasıdır. Görev, sorumluluk TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un omuzlarındadır ve giderek ağır bir vebale dönüşmektedir” ifadelerini kullanmıştı.
CHP ise Meclis’i ikinci kez 10 Eylül 2024’te olağanüstü toplantıya çağırmış ancak bu çağrı da Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından reddedilmişti. Şimdi ise AYM kararının Meclis Genel Kurulu’nda okunması, Atalay’ın milletvekilliğinin iadesi sürecinde yeni bir aşamayı başlatmış görünüyor. Ancak kararın ardından ne tür adımlar atılacağı, siyasi ve hukuki süreçlerin nasıl işleyeceği henüz netlik kazanmadı.