Atelerix, biyolojik örneklerin taşınması ve saklanması konusunda yenilikçi çözümler geliştiren ve Newcastle Üniversitesi‘nden bir spinout olarak doğan bir girişim, 894 bin Euro’luk yeni bir yatırım aldı. Bu son finansman turuyla şirketin toplam yatırım miktarı 1,4 milyon Euro’ya ulaştı.
Finansman turuna ACF Investors ve biyoteknoloji alanında uzmanlaşmış o2h Ventures gibi yatırımcılar katıldı. Şirket, aldığı bu yatırımı markalaşma, satış faaliyetlerini geliştirme ve teknolojisinin daha yaygın bir şekilde benimsenmesi için kullanmayı planlıyor. Atelerix, biyolojik örneklerin saklanması ve taşınmasında geliştirdiği özel hidrojel teknolojisi ile geleneksel kriyo-lojistik yöntemlerinin yerini almayı hedefliyor.
Atelerix CEO’su Alastair Carrington, konuya ilişkin açıklamasında, “Atelerix, biyolojik taşımacılığı derin dondurma ihtiyacını ortadan kaldırarak yeniden şekillendiriyor. Bu yenilikçi yaklaşım, dünya çapında laboratuvarların operasyonlarını dönüştürüyor. Bu yatırım, teknolojimizin küresel ölçekte benimsenmesini hızlandırmamıza, müşteri tabanımızı genişletmemize ve daha verimli, uygun maliyetli ve sürdürülebilir bir biyoloji geleceği yaratma misyonumuzu ilerletmemize olanak sağlayacak.” ifadelerine yer verdi.
2017 yılında Che John Connon, Mick McLean ve Stephen Swioklo tarafından kurulan Atelerix, biyolojik örneklerin korunmasında, Afrika kökenli dört parmaklı bir kirpi türü olan Atelerix albiventris’ten esinlendi. Kirpinin düşük sıcaklıklarda kış uykusuna yatma yeteneği, hücrelerin ihtiyaç duyulana kadar bir “uyku” moduna alınmasını sağlayan bu teknolojinin temelini oluşturdu.
Atelerix, geleneksel kriyoprezervasyon yöntemlerinin neden olduğu dezavantajları ortadan kaldırmak ve biyolojik örneklerin bütünlüğünü korumak amacıyla geliştirdiği hidrojel teknolojisiyle dikkat çekiyor. Şirketin patentli kapsülleme teknolojisi, örneklerin 4 ila 25 derece arasında saklanmasına olanak tanırken, %90’ın üzerinde canlılığı 14 gün boyunca koruyabiliyor. Bu teknoloji, örneklerin taşınması sırasında %50-80 arasında maliyet tasarrufu sağlarken, standart ambalajlarla çalıştığı için özel kriyojenik kaplara ve tehlikeli kuru buza olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor.
Biyolojik örneklerin taşınmasında enerji tüketiminin yüksekliği ve çevresel etkiler de önemli bir sorun teşkil ediyor. Geleneksel yöntemlerde kullanılan enerji yoğun dondurucular ve soğutucular, büyük miktarda karbon salınımına neden oluyor. Atelerix’in çözümü, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltarak daha çevreci bir alternatif sunuyor. Şirketin verilerine göre, teknoloji bir sevkiyat sırasında karbon salınımını %99,7 oranında azaltabiliyor.
Yatırımcılar da bu teknolojinin vaat ettiği potansiyele dikkat çekiyor. ACF Investors’dan Sam Fennell, “Atelerix’in yenilikçi platform teknolojisi, güçlü fikri mülkiyet portföyü ve hızla büyüyen müşteri tabanı, şirketi sürdürülebilir lojistik çözümlere olan talebi karşılamada güçlü bir konuma yerleştiriyor.” dedi. o2h Ventures CEO’su Sunil Shah ise teknolojiyi test ettiklerini belirterek, “Hindistan’daki test sırasında 5 günlük bir gümrük gecikmesine rağmen hücrelerin %40’ı hayatta kaldı. Bu oldukça etkileyici bir sonuç.” şeklinde konuştu.
Şirket, aldığı bu yeni yatırımla ürünün erken dönem kullanıcılarını müşterilere dönüştürmeyi ve teknolojisini daha geniş bir ticari ölçeğe taşımayı hedefliyor. Atelerix, geliştirdiği bu çözümle ilaç ve hücre terapisi geliştirme süreçlerindeki tıkanıklıkları gidermeyi amaçlıyor.