ASELSAN, Türkiye‘nin savunma teknolojisinde önemli bir dönüm noktasına imza atarak, Mavi Vatan‘ın güvenliğini üst seviyeye taşıyan bir projeyi başarıyla tamamladı. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) liderliğinde ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı‘nın ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen DÜFAS (Düşük Frekanslı Aktif Sonar Sistemi), Türkiye’nin ilk yerli ve millî ufuk ötesi denizaltı savunma harbi sonarı olarak tanıtıldı. Bu sistem, tamamen özgün teknolojiyle geliştirilmiş olup, denizaltı ve torpido gibi su altı tehditlerini uzun mesafelerden tespit edebilme kabiliyetine sahip.
DÜFAS; derinliği değiştirilebilir aktif ve pasif sonar yetenekleri, üstün teknolojisi ile Türk Donanması‘nın gücüne güç katıyor. Bu sistem, ASELSAN’ın yurt içindeki imkanlarla tasarladığı ve ürettiği ilk ve tek çekili aktif sonar sistemi olma özelliğini taşıyor. Akustik sinyalleri aktif sonar bileşenleri aracılığıyla yayarak, bu sinyallerin hedeflerden yansımalarını pasif sonar ile toplayıp, su altı taktiksel resmini oluşturuyor. Bu sayede, uzun menzilde ve yüksek doğrulukla su altındaki tehditlerin tespitini ve takibini gerçekleştiriyor.
DÜFAS, sonar performans modelleme kabiliyetiyle de dikkat çekiyor. Bistatik/multi-statik çalışmaya uygun mimarisi ile öne çıkan sistem, sahip olduğu teknik özellikler sayesinde düşman denizaltılarını Türk Donanması için bir tehdit olmaktan çıkarıyor. ASELSAN tarafından geliştirilen bu sistem, denizaltı gibi tehditlerin tespitine ilave olarak, pasif sonar modunda ortam gürültülerini dinleyerek torpido gibi tehditlerin de tespitini yapıyor. DÜFAS, aynı zamanda bir torpido tehdidi algıladığında karşı tedbir ekipmanlarını devreye sokarak, riski ortadan kaldırıyor.
Türkiye‘nin savunma sanayii, ASELSAN’ın bu son teknoloji ürünü ile birlikte, denizlerdeki güvenliği artıran stratejik bir adım daha atmış oluyor. DÜFAS, denizaltı savunma harbinde yeni bir dönemi temsil ediyor. Bu sistem sayesinde, Türk Donanması‘nın operasyonel yetenekleri önemli ölçüde artırılmış, Mavi Vatan‘ın korunmasına yönelik etkin bir katkı sağlanmıştır. Türkiye bu gelişmeyle birlikte, denizaltı savunma harbi alanında dünya çapında rekabet edebilir bir konuma yükselmiş, kendi güvenliğini sağlama almak adına önemli bir stratejik derinlik kazanmıştır.